Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; rekabet yasağı kaydına ilişkin davaların mutlak ticari dava niteliğinde olup, davanın asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu rekabet yasağının dayanağı işçinin hizmet akdinden kaynaklanan sadakat borcu, hizmet akdinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine, dosyanın talep halinde görevli ... İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir....

    Sigorta Şirketinde çalışmaya başladığını, davalının çalıştığı sürede görevi itibariyle yüksek fon değerleri olan müşterilerle çalıştığını, müşterilerin her türlü bilgisine sahip olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin ticari sırlarına nüfus etmiş olduğunu, aralarında imzalanan rekabet yasağı ticari sırların saklanması hakkındaki anlaşmanın 5. Maddesinde müvekkil şirketin müşterilerinden %10 adetinin ve/veya müşteri birikim tutarından %10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olmasının sözleşmenin ihlali sayılacağının hüküm altına alındığını, sözleşmenin ihlali halinde zararların tazmininin yanı sıra müvekkil şirketin müşterisinin birikim tutarının %50'si oranında cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığını, başka sigorta şirketlerine aktarılan fon değerinin davalının aracılık ettiği toplam fon birikim tutarının %17,40 olduğunu, aktarılan fon değeri bu tutarın %10'undan fazla olduğundan sözleşmenin ihlal edilmiş sayıldığının belirterek, şimdilik 10.000,00....

      /II. b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sadakat borcunun ihlali olarak kabul edilmiş; bu halde işverenin iş akdini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır(Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, S:277)....

        yasağını imzaladığını, rekabet yasağı uyarınca davalının müvekkiline rekabet avantajı sağlayan bilgileri gizlilik içinde tutacağını, ticari sır sayılan gizli bilgileri yetkili makamın onayı olmadan müvekkili şirket dışına çıkarmayacağını, davalının ticari sırları saklama ve gizlilik prensiplerine uyma yükümlülüğü ile rekabet yasağı konusundaki yükümlülüklerine aykırı davranması halinde en son brüt aylık ücretinin 16 katı tutarındaki miktarı müvekkiline Rekabet Yasağı'nın 2....

          alanlarda rekabet etmesini veya rekabet eden firma ve kuruluşlarda çalışmasını, dâvacının ilişkide bulunduğu müşterilerine, aynı faaliyet kolunda teklif vermesini, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle yasaklayan rekabet yasağı maddesinin düzenlendiğini, rekabet etmeme borcu altına giren dâvalının, dâvacı bünyesinde çalıştığı zaman zarfında pozisyonu gereği müşteri bilgisi ve dâvacının faaliyet alanına ilişkin teknik bilgiler dâhil her türlü ayrıntıyı öğrenme imkânına sahip olduğunu, bu kadar önemli bir konumda bulunan dâvalının dâvacıya ait ticarî sır ve diğer bilgileri aynı sektörde faaliyet gösteren bir rakip firmadan ve hatta rakip firmanın dâvacının en fazla müşteri ilişkisinin bulunduğu İstanbul ilinde yeni açılan Şubesinde kullanması ise dâvacı açısından hem maddi hem de manevi zarara neden olduğunu, rekabet etmeme yükümlülüğü altına giren ve aksi davranışıyla dâvacının uğradığı zarar ve mahrum kaldığı kâr dâhil ve buna ek olarak her bir ihlâl için 20.000...

            İşçi işe alındığı andan işten çıkarılacağı ana kadar işverene karşı rekabet yapamaz. Zira, söz konusu zaman parçası içinde yapılmış rekabet, sadakat borcuna aykırılık oluşturur. İşçinin İş Kanunu’nun 25./II. b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sadakat borcunun ihlali olarak kabul edilmiş; bu halde işverenin iş sözleşmesini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler....

              Kanun koyucu, geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının sınırlarını kesin olarak çizmiş, gerekirse hakimin müdahalesini de öngörmüş, bu şekilde yapılan rekabet yasağı anlaşmasını ihlal eden işçiyi de işverenin zararlarını tazmin yükümlülüğü altına almıştır. Böyle bir durumda işveren, işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği olgusunun yanında, bu nedenle bir zararının da oluştuğunu kanıtlayarak tazminat talep edebilecektir. Görüldüğü üzere, işçi ve işverenin, TBK'nın 445. maddesindeki sınırlar içinde kalmak kaydıyla, rekabet yasağı anlaşması yapmalarına yasal bir engel yoktur. Zaten cezai şartın amacı da zararın tazminidir. Ancak borçlu, cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının kapsamını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkanı bulacaktır....

                Sona ermesi MADDE 447- Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer....

                Dolayısıyla, davacı vekilinin istinafına dayanak teşkil ettirdiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda İş Mahkemeleri görevli olup davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 9 HD.'nin 01/06/2021 tarih ve 2021/3076 Esas - 20219789 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)...

                  dan alınan yazı cevabından, davalının, davacı nezdindeki işinden ayrıldıktan sonra Ankara'da çalıştığının anlaşıldığı, davalının sonradan çalıştığı dava dışı şirketin merkezinin İzmir'de bulunmasının, işbu uyuşmazlığa bir etkisinin olmadığı, davalının, davacı nezdindeki işinden ayrıldıktan sonra rekabet yasağı sözleşmesinde öngörülen 2 yıllık süre içinde davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı şirkette çalışmaya başladığı, davacı Şirketin ve davalının sonradan çalıştığı iş yerinin Ankara'da bulundukları, davalının, sonradan çalıştığı şirketteki görevinin, davacı Şirketteki görevi ile benzer olduğu, bu itibarla rekabet yasağına aykırılığın gerçekleştiği, her ne kadar rekabet yasağı sözleşmesinde yer bakımından sınırlama yok ise de hakimin TBK'nın 445/2. maddesi kapsamında, yer yönünden rekabet yasağını Ankara ili sınırladığı ve bu değerlendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, öte yandan rekabet yasağına aykırılığın gerçekleşmesi için mutlaka somut bir zararın doğmasının...

                    UYAP Entegrasyonu