Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının yeni görev yaptığı şirket ile davacı şirketin aynı alanda faaliyet gösterdiği, davalının yaptığı iş gereğince rekabet yasağının zaman ve coğrafi olarak sınırlanmasının mümkün olmadığı ve rekabet yasağının geçerli olduğu sonucuna varılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Taraflar arasında, işçinin rekabet etmeme taahhüdüne sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönemde aykırı davranması hâlinde kararlaştırılan cezai şartın istendiği davada, hangi mahkemenin görevli olduğuna dair uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçi, işe alındığı andan işten çıkarılacağı ana kadar işverene karşı rekabet yapamaz. Zira söz konusu zaman parçası içinde yapılmış rekabet, sadakat borcuna aykırılık oluşturur....

    Somut olayda, davacı tarafça davalı işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra faaliyet konusu aynı olan başka bir rakip firmada çalışması sebebiyle rekabet yasağını ihlalden kaynaklı sözleşmede öngörülen cezai şartın tazmini talep edildiği, TTK 54 vd m. düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayanılmadığı halde, ilk derece mahkemesinin gerekçesindeki somut olaya uygun düşmeyen tespit ve değerlendirmesi yerinde değil ise de; iş sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şartın tazmini istemine ilişkin davada görevli mahkemenin tartışılması gereklidir....

      Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle uyuşmazlığa bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 444 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekir....

        Her ne kadar mahkemenin, rekabet yasağının tüm Ülke sınırlarını kapsaması nedeniyle aşırı nitelikte olduğu tespiti doğru ise de, TBK’nın 445/2 maddesine yanlış anlam verilerek, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, ayrılan işçinin üstlendiği rekabet yasağı edimine karşılık, işverenin de karşı edim yüklenmesi gerektiğine ilişkin görüşü isabetli değildir....

          (m.349) İş hukukunda rekabet yasağına ve cezai şarta ilişkin düzenlemelerin işçinin iktisadı açısından mahvına neden olmaması ve rekabet yasağının işçinin iktisadı geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin yükü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerekmektedir. Bu sınırlandırma yapılmadıkça rekabet yasağının da geçerli olmayacağı hem 818 sayılı BK da hem de 6098 sayılı TBK da hüküm altına alınmıştır. Yine 818 sayılı BK da herhangi bir düzenleme olmamakla birlikte 6098 sayılı TBK nın 420. Maddesinde açıkça hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olduğu düzenlenmiş olup, 818 sayılı BK da bu yönde hüküm bulunmasa bile Yargıtay içtihatlarıyla iş hukukunda işçi yararına yorum ilkesinin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmıştır. Davacı şirket ile davalı ... arasındaki sözleşmenin rekabet etmeme hükmüne yönelik 6....

            , TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdünün (rekabet yasağının) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde olmadığı, işçinin hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonraya ilişkin sır saklama yükümlülüğünün, TBK’nın 396. maddesinin son fıkrasının ikinci cümlesinde özel olarak düzenlendiği, doğrudan kanundan kaynaklanan bir yükümlülük niteliğinde olduğu, bu yükümlülüğün serbest iradeye dayalı rekabet etmeme taahhüdünden hukuki karakteri itibariyle ayrışmakta olduğu, kanunda birbirinden farklı nitelikteki bu iki kavrama ilişkin hükümlerin, açıklanan ayrışmaya uygun olarak farklı bölümlerde düzenlendiğinin gözden kaçırılmaması gerektiği, TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ve buna bağlı olarak bu yasağın ihlali halinde...

              Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih ve 2008/9-517 E. - 2008/566 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Bu açıklamalar ve yukarıda anılan düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır....

                şirketin FDG adlı ürünü ile rekabet halinde olan Nükleon Nükleer Teknoloji Araştırma San ve Tic....

                  A.Ş. nezdinde çalışmaya başlaması nedeniyle; taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesini ihlal edip etmediği; bu kapsamda sözleşmedeki cezai şart koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması, noktalarında toplanmaktadır. Kural olarak; 6098 sayılı TBK.nun. 444. ve 445.maddeleri uyarınca, işverenin yer, zaman ve işlerin türü bakımından hakkaniyete aykırı olmamak koşulu ile işçisi ile diğer koşullarda ayrı bulunmak koşulu ile rekabet yasağı sözleşmesi imzalamasında hukuka aykırılık bulunmadığı; süre bakımından ise 2 yılı aşmayan rekabet yasağının hukuka uygun olarak görülmesi gerektiği; kaldı ki TBK.m. 445/2 gereğince rekabet yasağının süresi uzun olsa dahi hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağı koşullarını serbestçe değerlendirerek hakkaniyete uygun biçimde kapsam ve süre bakımından sınırlandırabilecektir....

                    arasındaki ticari ilişki bozulduktan sonra davacı tarafın rekabet yasağının ihlali gerekçesiyle işbu davayı açmasının da TMK 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu gözetilmeden karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir. 3- Ayrıca dosyada bulunan 24.10.2008 tarihli sözleşmenin tarafı Türkiye'de kurulu davacı şirket ile Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki davalı arasında ingilizce olarak hazırlanmış olmasından dolayı 805 sayılı Kanun’un 2 ve 4. maddeleri gereğince sözleşmenin 9. maddesinde davacı şirket yararına olan "rekabet yasağı" hükmünün davacı şirket lehine nazara alınmaması gerekirken Mahkemece rekabet yasağının varlığının tespitine ve tazminata karar verilmesi de doğru olmayıp, hükmün bu sebeple de davalı yararına re'sen bozulmasını gerkmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu