818 sayılı Kanun'da bulunmadığı nazara alındığında, mahkemenin kabulünün aksine, sözleşmede düzenlenen tek yanlı rekabet yasağı ve bu yasağın ihlali halinde cezai şart öngörülmüş olmasının geçersizliğinden söz edilemeyecektir....
Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
Ancak dava konusu 01.07.2010 tarihli hizmet sözleşmesinin “Rekabet Yasağı ve Eğitim Masrafları” başlıklı 12. maddesindeki cezai şarta ilişkin düzenleme, hizmet sözleşmesine ilişkin olmayıp hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonraki 1 yıl için geçerli olan rekabet yasağı sözleşmesine ilişkindir. Her ne kadar dava konusu rekabet yasağı ve buna dayalı cezai şarta ilişkin sözleşme, taraflarca hizmet sözleşmesi içerisinde akdedilmişse de hizmet sözleşmesinin sona ermesiyle beraber hüküm ifade edeceği gözetilerek mahkemece, 6098 sayılı TBK’nın 445/2 maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih ve 9–517–566 sayılı kararında da vurgulandığı üzere Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Borçlar kanununun 348 ve devamı maddelerine dayalı olarak iş Kanunu kapsamında işçi ve işveren sayılan kişiler arasında yapılan rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
Davalı vekili; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin anlaşma ile sona erdirildiğini, coğrafi sınır belirtilmeksizin rekabet yasağı öngörülmesinin geçersizlik nedeni olduğunu, ayrıca davacıya ait sırların paylaşılmadığını ve zararın doğmadığını savunarak davanın reddine istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesinde rekabet yasağının kapsamının yer bakımından sınırlama getirmeden belirlendiği, bu durumun işçinin ekonomik anlamda yıkımına sebebiyet vereceğinden söz konusu sözleşmenin geçersiz olduğu, rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesinin geçersizliği karşısında davalının çalışmaya başladığı şirket için bir kısım müşterilere düşük fiyat teklifinin ticari sırrın paylaşılması suretiyle haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
, davalının eyleminin rekabet yasağı ihlali oluşturmadığı sonuç ve kanaatini bildirmişlerdir....
Rekabet yasağı sözleşmesi, işverenin haklı menfaatlerini korumak açısından önemli olmakla birlikte, rekabet yasağı Anayasa’nın 48. maddesinde ----- doğrudan müdahale edebilecek nitelikte bir durumdur. Bu kapsamda işverenin korunması gereken haklı menfaati ile işçinin çalışma ve sözleşme özgürlüğü arasında dengeyi kurabilmek ve özellikle işçiyi korumak adına rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği kanunda sınırlayıcı hükümlere tabi kılınmıştır. Bu kapsamda TBK.m.445’de rekabet yasağı sözleşmesi ile getirilen yasakların yer, zaman ve konu bakımından uygun olmayan sınırlamalar içermemesi gerekliliği bir zorunluluk olarak düzenlenmiştir. Aşağıda taraflar arasında akdedilen “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde” düzenlenen rekabet yasağı hükmünün geçerliliği; rekabet yasağının konusu, şekli ve maddi şartları taşıyıp taşımadığı açısından incelenecektir. a. “İş Sözleşmesinin” 11....
Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
sonraya ilişkin rekabet yasağı ihlali iddiasından kaynaklı davanın hallinde görevli mahkemenin açık yasa hükmü uyarınca ticaret mahkemeleri olduğu, rekabet yasağı düzenlemesinin iş sözleşmesi içerisinde yer almasının, rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın, iş ilişkisi nedeniyle ortaya çıktığı sonucunu hiçbir şekilde doğurmayacağı, Yargıtay içtihatlarında da içtihat edildiği üzere, kanun koyucunun davanın mutlak ticari dava olarak kabulünde güttüğü amacın ticari sır kavramının ticaret mahkemesince değerlendirilmesi olduğu açık olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....