Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, rekabet yasağı düzenlemesinin geçersiz olduğunu, zira kanuni sınırlamalara haiz olmadığını, müvekkili şirketin bir haksız rekabetinin olmadığını, işçinin rekabet yasağı nedeniyle de müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, müvekkilinin işten ayrılmaya mecbur bırakıldığını, ailesini geçindirmek için yeni bir işe girdiğini, bu sebeple kusurunun bulunmadığını, rekabet etmeme borcu doğuran hükümlerin belli bir iş , yer ve süre ile sınırlandırılmış olması ve rekabet etmeme borcunun işçinin iktisadi geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye sokmaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için zaman ve faaliyet alanı dışında yer sınırlamasının da mevcut olması gerektiği, yer sınırlaması olmadan rekabet yasağı kuralının uygulanması halinde davacının tek geçim kaynağı emeğini kullanamayıp iktisadi geleceğinin ailesi ile birlikte tehlikeye girmesinin söz konusu olacağından geçerli kabul edilemeyeceği, geçerli olmayan rekabet yasağı hükmünden dolayı tazminat isteneyemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir....

      Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” “Sınırlandırılması” başlıklı 445.maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”...

        Rekabet etmeme borcu ise, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin, işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır. (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, S:277). Hizmet sözleşmesinde işçi, diğer tarafa (iş sahibine) nazaran zayıf durumda bulunduğu için, kanun, iş sahibinin haksız menfaatler sağlayarak işçiyi ezmesini önlemek amacıyla hizmet sözleşmesine eklenecek rekabet yasağı hakkındaki hükümleri özel bir şekilde düzenleme gereğini duymuştur....

          Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir....

            Davalı vekili, taraflar arasında yapılan rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz ve talep edilen cezai şart tutarının da hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

              Merkezinde veya başka bir yerde ticari faaliyette bulunmayacaklarına ilişkin herhangi bir sınırlama olmadığı, ticari faaliyet yasağı veya rekabet yasağı olduğuna ilişkin bir sözleşme hükmü bulunmadığı, 4.000.000,00 TL’nin ...'ın sözleşmeye imza atması için öngörülmüş bir edim olduğunu, işbu ortaklığı sonlandırmaya yönelik olarak öngörülmüş olan sözleşme hükmü yazılı delil olduğundan ve yazılı delile karşı ancak yazılı delil ileri sürülebileceğinden davacılar vekilinin sözleşmede belirtilen bu paranın rekabet yasağı ile ilgili olduğuna ilişkin sözleşmede imzası bulunan tanıkların dinlenmesi ile ilgili talebinin kabul edilmediği, yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili ve davacılar temyiz etmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu, Davalı ile davacı arasında imzalanan iş sözleşmesinin rekabet yasağı maddesinin geçerli olup olmadığı konusunun incelenmesi gerektiğini ancak rekabet yasağı maddesinin yasal krtierlere uygun olup olmadığı hakkında yeterince inceleme yapılmadığını, Dava konusu rekabet yasağı maddesi incelendiğinde sadece işçi aleyhine ceza koşulu getirildiği işverene (davacı) bir yükümlülük getirilmediğini,Davacı tarafından 37 personele karşı aynı rekabet yasağı maddesinden dolayı İstanbul Anadolu Mahkemelerinde 37 adet dava açıldığını, bu davalardan bir tanesinin İstanbul BAM 14....

                  11. maddede işçinin hizmet akdiyle çalışmasına herhangi bir engel düzenleme olmadığını, bu yönde savunmalarının mahkemece dikkate alınmadığı, gerekçesinde genel olarak madde metni alınıp müvekkillerin cezai şarta mahkum edildiğini, Davacının zararını ispatlayamadığını, davacı iş veren tarafından davanın temeli ispat edilemediği gibi müvekkili işçilerin hangi bilginin kullanılması suretiyle zarara uğradığının da ispatlanamadığını keza rekabet yasağı şartının geçerli olabilmesinin temel kuralının işçinin eylemi ile işverenin varsa zararı arasındaki uygun illiyet bağı olduğunu, davacının bu bağı da ispatlayamadığını, Taraflar rekabet yasağı sözleşmesinde mutlak bir serbestiye sahip olmadığını, işverenin yasal şartlara şeklen uymak için belli bir yer sınırlaması yapmış gözükse de yapılan sınırlamanın işçinin tamamen çalışma özgürlüğünü engeller nitelikte olduğunu, işçinin belirlenen alanlar dışından iş bulmasının imkansız olduğunu, rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonomik geleceğinin hakkaniyete...

                    BK 348 vd.) maddelerde düzenlenen “rekabet yasağı” sözleşmesinin haksız rekabetin özel bir türü olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye rağmen, davalı şahsın davacı şirketten ayrıldıktan sonraki yasaklı iki yıllık süre içerisinde, aynı alanda faaliyet gösteren bir başka şirkette çalışmaya başladığı, rekabet yasağı da dahil, haksız rekabetin varlığı için somut bir zararın doğmasının gerekmediği, zarara uğrama tehlikesinin yeterli olduğu konusunda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu