Mahkemece davacının davalıya kefil olması nedeniyle aleyhine yapılan takibin haksız bir takip olmadığı, davacının kefil sıfatıyla yaptığı ödemeyi davalıdan rücuan talep edebileceğini, ancak dava konusu istemin rücuan alacak olmayıp, cebri icradan mallarının muhafaza altına alınması ve satılması nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının kefil olduğu dosyada malının muhafaza altına alınması ve satılması nedeniyle rücuan alacak talebinin dışında tazminat talebinin haklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK’nun 67’nci maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için borçlunun itiraz ettiği alacağın likid bir alacak olması, yani belirli bir miktar alacak olması gerekir. O halde, somut olayda icra takibine konu alacak tazminata ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiğinden likid kabul edilemez. Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, ticari borç ilişkisinden kaynaklanan rücuan alacak istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 17.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, faiz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerine görülmeyen tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, kasko sigorta sözleşmesi uyarınca ödenen tazminatı rücuan tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketinin, zarar verenden rücuan talep edebildiği tarih sigortalısına ödeme yaptığı tarihtir....
İİK’nun 67’nci maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için borçlunun itiraz ettiği alacağın likid bir alacak olması, yani belirli bir miktar alacak olması gerekir. O halde, somut olayda icra takibine konu alacak tazminata ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiğinden likid kabul edilemez. Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuan tazminat istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının sigortalısının davalının kiraya vereni olduğu, aralarında kira sözleşmesi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, davacı sigorta şirketi ile davalı arasında herhangi bir sigorta ilişkisinin bulunmadığı, davanın haksız fiilden kaynaklı rücuan tazminat davası olduğu, doğrudan doğruya kira sözleşmesinden kaynaklı bir alacak davası olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuan alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 22.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava, Sosyal Sigortalar Kanununun 39.dan doğan rücuan alacak isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 10.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık, Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup davada, rücuan alacak istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı talep edilmiş, mahkemece kısmen kabule karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının davalıdan rücuan talep edebileceği alacak...
Dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesi (818 Sayılı BK 133/2) uyarınca, alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur. 6098 Sayılı TBK 154. Maddesinde (818 sayılı BK. 133) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir....