Mahkemece; elde edilen taşınmaz ve alınan araba dikkate alındığında yoksulluğunun kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret karşılığı çalışmanın" yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı kabul edilmektedir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum somut olayda dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı; ancak ekonomik durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenle, yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocukların bakım iaşe giderleri,eğitim giderleri dikkate alındığında müşterek çocuklar için bağlanan iştirak nafakalarının azaltılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkıp kalkmadığı noktasında toplanmaktadır. ./.. -2- Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
itimat ederek kabul ettiğini belirterek yoksulluk nafakasının 100 TL'ye ve iştirak nafakasının 150 TL'ye indirilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, velayet, tazminat miktarı ve kendi tedbir nafakasının azaltılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, davalı kadına... Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm altına alınan nafakanın miktarının azaltılması ya da kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru harcı tüm talepleri karşılar. Davacı erkek bu talep yönünden nispi harcı yatırmamıştır....
Mahkemece; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını,boşanma kararı ile davalının küçüğün eğitim ve öğretim masrafları için davacıya 156.000 TL tutarında para bıraktığı ,boşanma dosyasında düzenlenen protokol gereğince tarafların birbirlerinden her ne suretle olursa olsun nafaka talebinde bulunmayacaklarının kararlaştırıldığı,aradan geçen sürede davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir kötüleşme ve davalının ekonomik durumunda olağanüstü bir artış da olmadığı , boşanma dosyasında düzenlenen protokolün 4.maddesinin iştirak nafakasının toplu ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafından protokolün 4.maddesi gereğince toplu olarak yatırılan nafaka miktarının faiz getirisinin enflasyon götürüsünü karşılayabilecek miktarda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir....
Mahkemece; asıl davada, karşı davacının 01/02/2016 tarihinde evlenmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının azaltılması talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına , iştirak nafakasının azaltılması talebinin reddine; karşı davada, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının aylık 350.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar- karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 05/05/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının yoksulluk nafakasının azaltılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının azaltılması yanında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunmuştur. Dava dilekçesindeki her bir istek ayrı ayrı harca tabidir ve harca tabi davalarda gerekli harç tamamlanmadan izleyen yargılama işlemleri yapılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde, ...Aile Mahkemesi’nin 2011/1126 Esas 2014/697 Karar sayılı boşanma kararı ile davalı kadın için hüküm altına alınan aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüyle kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir....