Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; ASIL DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE KARŞI DAVANIN REDDİNE müşterek çocuk lehine hükmolunan aylık 750,00 TL tedbir nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye, kadın lehine hükmolunan aylık 750,00 TL tedbir nafakasının aylık 2.000,00 TLye yükseltilmesine, nafakanın her yıl üfe oranında artırılmasına, Davalı karşı davacının tedbir nafakasının azaltılması talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

Anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan iştirak nafakasının indirilmesini talep eden davacı fevkalade hal ve şartların çıkmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermiştir. Hiç kimse kendi kusurundan fayda sağlayamaz. Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılması ve son yıllarda ÜFE deki artış oranının fazla olmasından kaynaklı olarak müşterek çocuğun iştirak nafakasının ulaştığı tutarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, müşterek çocuğun giderleri ve ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra davacının elinde kalan geliri ile geçimini sağlama imkanı, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde yüksek olduğu saptanmıştır. İlk derece mahkemesinin iştirak nafakasının azaltılması kararı yerindedir. Davalı vekili istinaf başvurusunda tarafların hükmedilen nafakanın TÜFE oranında artırılması yönünde taleplerinin olmadığını, yerel mahkemenin bu yönde karar verilmesinin yanlış olduğunu ileri sürmüş ise de çoğun içinde azda vardır ilkesi uyarınca davacının nafakanın artışının ÜFE deki fahiş artıştan kaynaklığını ileri sürdüğü de gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu görülmüştür....

    Hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılması ve son yıllarda ÜFE deki artış oranının fazla olmasından kaynaklı olarak müşterek çocuğun iştirak nafakasının ulaştığı tutarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, müşterek çocuğun giderleri ve ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra davacının elinde kalan geliri ile geçimini sağlama imkanı, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde yüksek olduğu saptanmıştır. İlk derece mahkemesinin iştirak nafakasının azaltılması kararı yerindedir. Davalı vekili istinaf başvurusunda tarafların hükmedilen nafakanın TÜFE oranında artırılması yönünde taleplerinin olmadığını, yerel mahkemenin bu yönde karar verilmesinin yanlış olduğunu ileri sürmüş ise de çoğun içinde azda vardır ilkesi uyarınca davacının nafakanın artışının ÜFE deki fahiş artıştan kaynaklığını ileri sürdüğü de gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu görülmüştür....

    bulunduğu açmazlardan kurtulabilmek amacıyla hareket etmiş ise de belirtilen miktarları ödemeye mali gücü bulunmadığını,davalının evlilik süresince de çalıştığını ve emekli olduğunu,müvekkilinin tekrar evlendiğini,yeni eşinin evhanımı olduğunu,dava tarihi itibarıyla aylık 11.000 TL.ve üfe artışı bulunan iştirak nafakasının aylık 500 TL.ye indirilmesine,dava tarihi itibarı ile aylık 4.000 TL.olan ve üfe oranında artırılan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....

    Aile Mahkemesinin 11/03/2009 tarih 2009/83E-2209/155K sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine hükmedilen 500TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, ekinde bulunan 18.11.2008 tarihli protokolün 4. maddesi ile; davacı babanın müşterek çocuk lehine 500TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, 5. maddesi ile de; davalı kadının kendisi lehine yoksulluk nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece; davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmiştir....

      O halde mahkemece küçük için takdir edilen önceki iştirak nafakasının küçüğün yaşı, eğitim düzeyi ve ihtiyaçları ile davalının mali gücü doğrultusunda hakkaniyete uygun bir miktarda; yoksulluk nafakasının ise TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        TMK'nun 174. ve 175.maddelerinde yer alan düzenlemeye göre ise iradın artırılması ve azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında dört yıla yakın süre geçmiştir....

          da yazlığı bulunduğunu, artırım şartlarının bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının 2000 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre...

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında 200’şer TL olarak hüküm altına alınan iştirak ve yoksulluk nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; iştirak nafakasının 400 TL. ye, yoksulluk nafakasının ise 500 TL. ye artırılmasını talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuğun eğitim durumu, yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında iştirak nafakasına yönelik verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile artırıma ilişkin verilen hükmün ONANMASINA, 2- Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK. nun 176/4. maddesine göre...

              UYAP Entegrasyonu