Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz....
Temyize konu işbu davada ise davacı baba tarafından iştirak nafakasının azaltılmasının istendiği görülmektedir. Açıklandığı üzere önceki davanın iştirak nafakası, sonraki davanın ise iştirak nafakasının azaltılması davası olduğu belirlenmekle dava konusu ve dava sebebi aynı olmadığından her iki dava arasında kesin hükmün varlığından söz edilemez. O halde mahkemece, iştirak nafakasının azaltılması ile ilgili davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip; boşanma kararından sonra davacının mal varlığında ve gelirinde bir azalma olmadığı, kendi isteği ile işvereni ile ikale sözleşmesi imzalayarak iş sözleşmesine son verdiği, kendi işini kurduğu, protokol ile belirlenen iştirak nafakasının azaltılması için yasal bir neden bulunmadığı gibi hakkaniyetin de bunu gerektirmediği, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçeler ile, iştirak nafakasının azaltılmasına dair karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası veya iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmeli böylece nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2013/629-2014/367 Taraflar arasındaki (asıl davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması; (karşı davada) yoksulluk nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının azaltılması davasının; mahkemece, yapılan yargılaması sonucunda, davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ve ortak çocuğun masraflarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını belirterek aylık 250.00 TL olan yoksulluk nafakasının 500.00 TL ye, aylık 220.00 TL olan iştirak nafakasının 350.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması ile Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı baba tarafından ise karşı davanın reddi, kişisel ilişkinin azaltılması ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ....'nin velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında; "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre; davacının serbest olarak mobilya ve boya işinde çalıştığı, aylık gelirinin 1000 TL civarında olduğu, annesine ait evde annesi ile yaşadığı ve boşanma davasında müşterek iki çocuğu için hükmedilen aylık toplam 300 TL nafakayı ödemekle yükümlü olduğu, davacının ise hastanede temizlik işçisi olarak çalıştığı, aylık 950 TL ücret aldığı, annesi ve iki çocuğu ile birlikte yaşadığı ve aylık 270 TL kira giderlerinin bulunduğu anlaşılmıştır....
Davacı boşanma kararının kesinleştiği 06/07/2011 tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının kaldırılması ve azaltılması istemi ile üçüncü kez ve her bir kararın kesinleşmesinden yaklaşık altı ay sonra dava açmış, son kararın kesinleştiği tarihten sonra açtığı eldeki davada Bora Tekstil isimli işyerinin borca batık olduğunu bildirmiş, ancak bu konuda ve daha önceki davaların red gerekçelerini ortadan kaldırır şekilde delil ibraz etmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması - iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.20'şer TL bakiye temyiz harcının temyiz eden taraflara yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen asıl davada iştirak nafakasının arttırılması ve karşı davada iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı...