Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ettiklerini belirterek, 13.04.2022 düzenleme tarihli, 25.07.2023 vade tarihli, 4.350.000 TL tutarlı senede ilişkin 13.04.2022 tarihli "Hisse Devir Sözleşmesi" ve aynı sözleşmenin belirli maddelerinin revize edildiği "Hisse ve Varlık Devir Protokolü"nden başkaca bir borç ilişkisinden kaynaklı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    ayrı başka bir nakdi borç ilişkisi kaynaklı düzenlenmiş havası vererek ihtiyati haciz kararları almak suretiyle icra takipleri başlattığını, davalının bu kötüniyetli tavrı karşısında, menfi tespit davaları açıldığını ve bu davalardaki takiplerin tedbiren durdurulduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ......

      Dairemizin 22/11/2017 tarih ve 2017/27579 Esas, 2017/24172 Karar sayılı ilamıyla önceki hükmün bozulması üzerine verilen görevsizlik kararı sonrasında dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, düzenlenen raporda, sanığın, 8.000 TL olarak belirlenen edimi, 10/01/2019 tarihinde katılanın hesabına yatıracağını beyan ettiği, katılanın da bu teklifi kabul ettiği, böylelikle edimin ifasının ileri tarihe ertelendiğinin anlaşıldığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması nedeniyle sanık hakkında, aynı Kanunun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine hükmolunması, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 04/07/2019...

        Dairemizin 25/12/2017 tarih ve 2017/35100 Esas, 2017/28938 Karar sayılı ilamıyla önceki hükümlerin uzlaştırma işlemlerinin yapılması için bozulması üzerine dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, düzenlenen raporda, sanıkların, 100.000 TL olarak belirlenen edimi, 10/05/2019-10/09/2019 tarihleri arasında 5'er taksit halinde ödeyeceklerini belirttikleri, katılanın da bu teklifi kabul ettiği, böylelikle edimin ifasının ileri tarihe ertelendiğinin anlaşıldığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması nedeniyle sanıklar hakkında, aynı Kanunun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davalarının düşmesine hükmolunması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca sair yönleri...

          Dairemizin 05.06.2017 tarih ve 2017/9866-13205 sayılı ilamıyla önceki hükmün uzlaştırma işlemlerinin yapılması için bozulması üzerine dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, düzenlenen raporda, sanığın, 6.000,00 TL’lik zarardan 5.000,00 TL’sini katılana ödediği, kalan 1.000,00 TL’lik kısmı da en kısa zamanda ödeyeceğini beyan ettiği, katılanın da bu teklifi kabul ettiği, böylelikle edimin bir kısmının ifasının ileri tarihe ertelendiğinin anlaşıldığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması nedeniyle sanık hakkında, aynı kanunun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşmesine hükmolunması, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.10.2018...

            Kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse, edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir. Zira bu gibi durumlarda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ivazlı (bedel karşılığı) yapıldığı değil, bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilir....

              Böyle bir sonuca kavuşabilmek için alacaklının asıl edimin yerine getirilmesindeki çıkarı ile, ceza ... olarak saptanan miktar arasındaki onanın ve borçlunun borca aykırı davranmasındaki kusur derecesinin ve de borçlunun ekonomik durumunun gözönünde tutulması gerekir. Öte yandan alacaklının yararlarının hesabında, borçlunun ifa etmeme yüzünden sağlayacağı kazançlarda gözardı edilmemelidir. Aşırılığı belirlenmesinde, ceza koşulunun borcun yerine getirilmesi için baskının ortadan kalkmasına yok yol açacak şekilde indirimden de kaçınmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şeklide cezai şartın tamamına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan hükmün ikinci bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 15.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                un ise aynı şirkette sekreter olduğu, sanıkların söz konusu ihalenin ediminin ifası sürecinde muhtelif tarihlerde ihale şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmayan yakıtı teslim ederek edimin ifasına fesat karıştırma suçunu işledikleri iddia edilen dava konusu somut olayda beraatlerine karar verilmiş ise de; yüklenici firma yetkilileri tarafından dağıtıcısı oldukları bayiden verilmiş teslime konu yakıtla uyumlu fatura sunulmadığı sürece edimin sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğinden bahsedilemeyeceği nazara alındığında, yüklenici firma olan ... ......

                  Yemek firmasının Bolu ilinde üretim tesisi olmadığı, ihale komisyonu üyesi olan sanıkların bu durumdan haberdar olmalarına karşın firma tarafından sunulan gerçeğe aykırı kira sözleşmelerine göz yumarak edimin ifasına fesat karıştırdıkları iddiası ile açılan kamu davasında, Mahkemece; hizmetin eksiksiz yerine getirildiği ve hileli bir davranış içermediği, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir. IV. GEREKÇE Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. V....

                    yerine getirilmiş olmasına rağmen davalılar tarafından Kırklareli ili, Merkez ilçesi, Karakaş Mah. 37 ada, 42 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkili adına noterde satış sözleşmesi ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilmemiş olduğunu, tarafınca davalılara üstlenmiş oldukları edimin yerine getirilmesi hususunun def ayetle bildirilmişse de yıllar boyunca herhangi bir netice alınamamış olduğunu, bunun üzerine tarafımızca yapılan araştırmalar neticesinde söz konusu taşınmazın maliki olan dava dışı İstanbul Ticaret Odası' na kayıtlı 91527 Ticaret sicil numaralı Ahmet Tahsin Diker Kollektif Şirketi' nin 1991 senesinde konkordato sürecinden geçtiği ve 21.05.1992 tarihinde de iflas etmiş olduğunun öğrenilmiş olduğunu, bu hususlar delilleri arasında yer alan ticaret sicil gazetesi örneği ve şirketin mersis bilgilerinin incelenmesi ile de açıkça görüleceğini, buradan da anlaşılacağı üzere davalıların müvekkiline iflas etmiş bir şirkete ait taşınmazın devredebilme imkanları olmamasına...

                    UYAP Entegrasyonu