"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından TMK m. 161 hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek 30.04.2015 tarihinde ... 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, erkeğin boşanma davasının kabulüne, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmiştir....
Aynı Kanunun 31. maddesinde ise; kullanma izni verilmeyen veya alınamayan yapılara elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinin verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. 3194 sayılı Kanun'un geçici 16/3. fıkrasında ise, yapı kullanma izin belgesi alınan yapıya kullanma yetkisi verildiği gibi bu yapılara elektrik, su ve doğalgaz bağlanacağı belirtilmiştir. 3-İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için yapı kullanma izin belgesinin ilgili idareye sunulması gerekmektedir....
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Borçlar Kanunu'nun 2l3., Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....
, hisseli bir taşınmazda bir paydaşın yararlanma ve kullanma hakkı, diğer paydaşın hakları ile bağdaştığı ölçüde ve bu ölçü ile sınırlı olarak, diğer paydaşların haklarına saygı gösterildiği oranda mümkün olduğu, ne var ki, davalıların dava konusu taşınmazı salt kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmakta, müvekkilinin haklarını gözetmemekte ve müvekkilinin haklarına saygı göstermediği, müvekkilinin dava konusu taşınmazdan yararlanma isteğini bu zamana dek davalılara ifade ettiği, davalıların ise müvekkilinin taşınmazdan yararlanmasını engellediklerini, dava konusu taşınmazın çoğunlukla fındık ağaçlarından oluşmakta olup, bu husus keşfen yapılacak bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, dolayısıyla, tarım arazisi olan dava konusu taşınmazda zirai gelir metoduna göre ecrimisil hesabı yapılmak suretiyle müvekkilinin payı oranında belirlenen bedelin hüküm altına alınması gerektiği, işbu sebeplerle ıslah dâhil fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak ihtirazi kaydı ile; tarafların...
Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Öte yandan kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....
Dava, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK. nun 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 21.06.2010 gün ve 2010/5307 Esas - 2010/11826 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun l4/3 maddesi gereğince, kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Davacıların her biri için hükmedilen miktar 8.690,00-TL.'den azdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 21.06.2010 gün ve 2010/5307 Esas - 2010/11826 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun l4/3 maddesi gereğince, kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Davacıların her biri için hükmedilen miktar 8.690,00-TL.'den azdır....
Bilindiği üzere irtifak hakkı, eşyayı kullanma ya da ondan yararlanma veya gerek kullanma ve gerekse yararlanma yetkisini sağlayan sınırlı ayni haktır. İrtifak hakkının içeriğini oluşturan yetkiler, kural olarak sınırlıdır. Böyle olduğu için de hak sahibine hakkın konusu eşya üzerinde kullanma ve yararlanma yönünden sınırlı bir egemenlik sağlar. Bu ayni hak herkese karşı ileri sürülebilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda irtifak hakkının hak olarak korunması için özel bir hüküm yoksa da, bu konuda mülkiyete ilişkin kurallar örnek olarak uygulanır. Böyle olunca da, irtifak hakkı sahibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden yararlanarak, müdahalenin önlenmesi davası açabilir. Davacının, lehine irtifak hakkı tesis edilen taşınmazdan, davalının müdahalesinin men’ini ve inşa edilen binanın yıkımını istemesi, ayni nitelikteki irtifak hakkının kendisine verdiği bir hakkı kullanmaktan ibarettir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.02.2002 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, irtifak hakkına dayalı enerji nakil hattına elatmanın önlenmesi ile kal istemlerine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Burada öncelikle belirtilmelidir ki Türk Medeni Kanunun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içersinde o şeyden (eşyadan ) dilediği gibi kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Yasanın 684. maddesine göre de, malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik sayılır....