Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse; kayıtta paylı, eylemli olarak bağımsız bu oluşumun resmi taksim yapılana veya ortaklığın giderilmesine kadar “ahde vefa” (söze sadakat) kuralı doğrultusunda korunması gerekir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazlarda paydaş olan davacının bu taşınmazlardan yararlanamadığı, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir yerin bulunmadığı ve taşınmazların fiilen taksim de edilmediği anlaşıldığından davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Taraflar dava konusu taşınmazlarda paydaştır. Bu nedenle yalnızca paya elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davalının taşınmazları kendi payı oranında kullanmasını da engeller şekilde tümüne elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru olmamıştır....
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa, uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince, taşınmazda paydaşları bağlayan fiili kullanma biçimi oluşmadığı açık olmakla birlikte bozma öncesinde mahkemece 17.09.2010 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan 01.10.2010 havale tarihli fen ve inşaat bilirkişi raporuna ekli krokide 36 parsel üzerinde davalılarca yapıldığı iddia edilen binanın sarı renk ile gösterildiği ve taşınmazda kırmızı renkle bir kısım alanın binadan ayrı olarak renklendirildiği tespit edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK 699. maddesinde 'paylaşma malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırma ile satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirileceğini, paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamaz ise, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölüşülerek paylaştırılmasına bölünen parçaların birbirlerine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ekleyerek denkleştirme sağlanmasına karar vereceğini, bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmez ise özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırma ile satışa hükmolunacağını, satışın paydaşlar arasında artırma ile yapılmasına karar verilmesinin tüm paydaşların rızasına bağlı olduğunu düzenlemekte olduğunu, mahkemece TMK 699. maddesine göre araştırma yapılmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiş ve daha sonra birleşen davasıyla TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca ayrı bir dava daha ikame etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise TMK 161. maddesine dayalı boşanma talebinin ve TMK’nun 166/1. maddesine dayalı birleşen davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir....
Davacı taraf 29/04/2021 tarihli dilekçesi ile ecri misil talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 22.895,16TL olarak belirli hale getirmiş ve harç eksikliğini ikmal etmiştir. Bu dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/153 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, 27/05/2021 tarihinde davamız konusu taşınmaza ilişkin eldeki dosyamızda davalı T3 tarafından T4 ve T1 aleyhine TMK.'nın 724. Maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davasının açıldığı görülmüştür. Yerleşmiş yargı içtihadı da nazara alınarak telafisi güç veya imkansız zararının oluşacağı eski hale getirme talebi bakımından dosyanın tefrikine karar verilmiştir. TMK. 724....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir....
Aynı Kanunun 31. maddesinde ise; kullanma izni verilmeyen veya alınamayan yapılara elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinin verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. 3194 sayılı Kanunun geçici 16/3. fıkrasında ise, yapı kullanma izin belgesi alınan yapıya kullanma yetkisi verildiği gibi bu yapılara elektrik, su ve doğalgaz bağlanacağı belirtilmiştir. 4-İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için yapı kullanma izin belgesinin ilgili idareye sunulması gerekmektedir....
bu suretle taraflar arasındaki muarazanın önlenmesine, fen bilirkişisi Recep Şerit ve harita mühendisi Volkan Altuntaş tarafından düzenlenen raporun ve krokisinin kararın eki sayılmasına, İİK'nun 28....
Gerçekten, paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazdan yararlanamayan paydaşın engel olan paydaş ve paydaşlara karşı elatmanın önlenmesi davası açması olanaklıdır. Ancak o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açtığı elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Yerleşmiş Yargıtay Kararlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu elatmanın önlenmesi davası ile değil kesin sonuç sağlayan taksim veya satış yoluyla ortaklığın giderilmesi davası açılarak çözülebilir. Ne var ki; paylı taşınmaz tapuda resmi ifrazın yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilmişse ve bu kullanma taksimine tüm paydaşlar uyarak taşınmazda fiili bir kullanma biçimi oluşmuşsa bu oluşuma resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine kadar tüm paydaşların “ahde vefa” kuralı gereği uymaları gerekir....
TMK. nun 693. maddesine göre, her paydaş diğerlerinin haklarına zarar vermemek kaydıyla taşınmazı kullanabilir. Paylı maldan yararlanma veya kullanma hakkı bütün malı kapsar. Ancak bu kullanma ve yararlanma yetkisi, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde olanaklıdır. Bu nedenle paydaşlardan birinin, diğer paydaşın kullanma hakkını engellemesi ya da ihlal etmesi durumunda paylı taşınmazdan yararlanamayan paydaşın giderim hakkı doğar. Engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına yönelik el atmanın önlenmesini isteyebileceği gibi ecrimisil de isteyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık olarak taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Çünkü, ecrimisil isteyebilmesi için yararlanma ve kullanma hakkının engellenmiş olması gerekir....