WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Parsellerin paylaşılması şeklinde oluşan kullanma biçimine ilişkin anlaşma, fiilen mülkiyetin devri anlamı taşıyacağından TMK. nun mülkiyetle ilgili hükümlerine ve özellikle 706. madde hükmüne, TBK. nun 289. maddesi ile tapulama Kanununun 26. maddesine aykırı bulunması nedeniyle hukuksal değer taşımaz ve böyle bir kullanma biçimi hukuki himaye görmez, O halde, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK. nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.Paydaşlar arasında fiili kullanma biçimine ya da harici taksime değer verilebilmesi için, o kullanma biçimi ya da harici taksimin aynı parsele yönelik olması, tüm paydaşları bağlayıcı nitelik taşıması gerekir...

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. HMK’nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Kanun hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir. Öte yandan dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK m. 51)....

    Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.03.2012 tarih ve 2010/230 - 2012/53 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının ... nezdinde tescilli kendisine ait 1991/131867 nolu “... ...” ve 1999/15069 nolu “... ... + ŞEKİL” ibareli markalarını tescil edildikleri şekilde kullanmadığını, kullanma şeklinin müvekkili davacıya ait markayla iltibas oluşturacak şekilde olduğunu, dolayısıyla da davalının markalarını kullanma şeklinin davcının markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, ayrıca tescil edildiği şekliyle uzun süreden bu yana kullanılmadıklarından dolayı da hükümsüzlük sebebinin de oluştuğunu ileri sürerek kullanmama nedeniyle...

      O yüzden mahkemece açıklanan bu yön üzerinde durulması, başka bir anlatımla taşınmazın tüm paydaşların katıldığı kullanma paylaşımına konu olup olmadığının, tarafların bu konudaki delilleri istenerek açıklığa kavuşturulması gerekir. O halde, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi 4721 ... ... Medeni Kanunu'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. 4....

        Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebilir. 4721 sayılı TMK' nun 683. maddesinde malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği ön görülmüştür. Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır. TMK' nun 693. maddesi gereğince; " Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma ve kullanma şeklini hakim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir....

        Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu elatmanın önlenmesi davasıyla değil kesin sonuç sağlayacak taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülebilir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazların harici veya fiili taksimi ile paylarının mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse; kayıtta paylı, eylemli olarak bağımsız bu oluşumun resmi taksim yapılana veya ortaklığın giderilmesine kadar “ahde vefa” (söze sadakat) kuralı doğrultusunda korunması gerekir. Eldeki davada taraflar arasında yapılmış yazılı bir kullanma taksimi sözleşmesi bulunmadığı tartışmasızdır....

          Hukuk Dairesi         2016/4675 E.  ,  2016/6932 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin davada ... Sulh Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik dışı doğan ve annesinin yaş küçüklüğü nedeniyle velayet altında bulunmayan küçüğe 4721 sayılı TMK'nın 404. maddesi uyarınca vasi tayini istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, küçüğün annesinin adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise yaptırılan kolluk araştırmasına göre küçüğün “...” adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir."...

            Somut olaya gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden davanın taraflarının 4706 sayılı parselin maliklerinden ... ve ...’in mirasçıları olduğu, taşınmazdan miras hakkına dayanarak yararlandıkları anlaşılmaktadır. Diğer taraftan; 4706 sayılı parselde davacı ve davalı dışında başkaca paylı malikler olduğu da görülmektedir. Dosya kapsamına göre 4706 sayılı parselin maliklerinin tümünün katıldığı bir kullanma taksiminin varlığı da kanıtlanamamıştır. Yapılan bu saptamalara göre davacı da taşınmazdan yararlanmakta olduğundan ve tüm paydaşlarının katıldığı kullanma taksimi kanıtlamadığından davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahde ..." kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.'...

                Ceza Dairesi         2015/22638 E.  ,  2016/6932 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre katılan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu