Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, taraflar arasındaki sözleşmeden cayma nedeniyle ödediği bedelin iadesini talep etmiş olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davacının yaptığı ödeme sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacıya iadesi gerekir. Davacı tarafından ibraz edilen tahsilat makbuzu ve davalının banka hesabına yatırılan bedel itibari ile 15.000 TL ödediği anlaşılmakla, bu miktar üzerinden karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hisseli gayrimenkul (devre mülk) satış sözleşmesinin tek taraflı feshi üzerine ödenen bedelin iadesi amacıyla yapılan icar takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 4. Tüketici Mahkemesince, davacı tarafından kişisel kullanımı aşacak şekilde 19 adet devremülk satın alındığı, alacağın ticari niteliğine göre tüketici mahkemesi görevli olmayıp, genel hükümlere göre asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince, dava konusunun Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi nedeniyle ödenen 130.100,00....

    İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, devre mülk sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

    İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararları"na karşı istinaf inceleme görevinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğunun belirlendiği, bu sebeple dairemizin istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesine gönderilmesine, belirtilen dairece de daha önce görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmiş olması nedeniyle dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

    Şti. vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile, davacı ile müvekkili arasında Devremülk sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin irtifak hakkı tesisine ilişkin olup mülkiyet hakkı doğurmadığını, sözleşmenin tapu müdürlüğünde yapılması zorunlu sözleşmelerden olmadığını, sözleşmenin feshini gerektirici bir iddianın mevcut olmadığını, sözleşmenin kapıdan satış sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, var olmayan tesis satışı yapılmadığını, tescilin tapu kayıtlarında yapıldığını beyan ederek , ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava; devre tatil sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin tahsili talebine ilişkindir....

    Mahkemece, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 1.653,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ile imzalanan tur sözleşmesinden bakiye kalan 8.268,00-TL bedelin ödenmediğinden bahisle yaptığı takibe itirazın iptalini istemiş, davalı ise ödemeyi yaptığını savunarak temyiz dilekçesinde davacının icra takibine konu ettiği 8.268,00-TL bedelin ödendiğine ilişkin bir kısım belgeler eklemiştir. Söz konusu belge incelendiğinde; şirket yetkilisinin imzasını taşıyan 04.06.2014 tarihli, 12.768,00-TL tahsilat tutarının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Davalının, bu belge ile 8.268,00-TL ödediği savunması ödeme defi niteliğinde olup, borcu söndüren sebeplerdendir ve davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür....

      Tur İnş. Ve San. Tic. A.Ş vekili avukat ..., 2-... Yapı ve Turz. Yat. A.Ş vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.7.2012 tarih ve 330-474 sayılı hükmün Dairenin 18.2.2013 tarih ve 28028-3617 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARAR Davacı, davalı taraftan satın aldığı villada ayıplar bulunduğunu ileri sürerek, tapunun davalı tarafa iadesi ile ödediği bedelin tahsiline, mümkün olmazsa ayıplar oranında satış bedelinden indirim yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davaının reddini savunmuş, davanın reddine dair mahkeme kararı Dairemizce onanmıştır. Davacı bu kez, karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Uyuşmazlık, 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4.maddesinde düzenlenmiş olan, ayıplı mal satışından kaynaklandığından, aynı yasanın 23.maddesi gereğince tüketici mahkemeleri görevlidir....

        Bu durumda davacı, 29.07.2011 tarihinde ... nedenlerine dayanarak turu iptal ettirdiğine göre, ödediği tur bedelinin iadesini isteyemez. Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          in kayıt malikinin vekili olarak yaptığı ancak vekaletten azledildiğini bilmesine rağmen kötüniyetli olarak yaptığı işlem mahkemenin de kabul ettiği şekilde geçersiz olup, mülkiyetin davacıya intikali için yeterli değildir.Öyle olunca geçersiz olan harici satışın tarafı olan davalı ...’ten aldığı bedelin iadesine karar verilmesi doğrudur.Ancak araç halen davacı elinde olduğuna göre ,davacının ödediği bedelin kendisine iadesi anında,aracında davalı ...’e iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu hususun gözardı edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm bölümün ikinci fıkrasının ikinci satırında yer ......

            Fesih halinde taraflar, birbirlerinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme kapsamında bir birlerine iade ederler. Eserin reddedilemeyecek derecede üretimi ve tesliminde ise iş sahibi artık sözleşmenin geriye etkili feshini talep edemez. Mahkemeniz dosyasında davacı tarafça davalıya ihtar gönderilmiş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu