Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceğini düzenlendiği, Davacı kurumun, davalı şirkette %2 pay sahibi olduğu, 6102 sayılı Kanun m.531 gereği şirketin feshini talep etme hakkının sermayenin en az onda birini temsil eden hak sahiplerinde olduğu, davacının şirketin feshini de talep etmediği, şirket ortaklık payının ödenerek şirket ortaklığından ayrılmayı talep ettiği, davacının, davalı şirketin feshini talep etmiş olması halinde 6102 sayılı Kanun m.531 gereği ortaklıktan çıkma şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin de değerlendirilebileceği ancak davacının şirketin feshi talebi olmadığından ortaklıktan çıkma şartının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilememiş olup hukukumuzda bahsi geçen hüküm dışında Anonim Şirket ortaklığından ayrılma müessesi düzenlenmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği görülmüş olup, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Davalı vekilinin...

GEREKÇE: Dava, anonim şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiyesi, tasfiye payının ödenmesi, olmadığı takdirde TTK 531 hükmü gereği payının ödenerek davacının haklı sebeple şirketten çıkmasına ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talebin reddine, davacıların ortaklıktan çıkma ve çıkma payı ödenmesine yönelik talepleri bakımından kabulüne, davacıların ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesine, çıkma paylarının davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Hükmün, davalı şirket ve katılma yoluyla davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya Dairemizde ön önceleme safhasında bulunduğu aşamada davalı vekilinin 26/09/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmesi üzerine dosya re'sen ele alındı.Feragata ilişkin; HMK 349/2 maddesinde, ''Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunacağı'' düzenlenmiştir. Feragatin geçerliliği kayıtsız ve şartsız olmasına bağlıdır....

    CEVAP ve KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı vekili vekili asıl davaya ilişkin cevaplarında; ortaklıktan çıkma talebi yönünden haklı sebeplerin mevcut olmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde ise; davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri uyarınca müvekkiline vermiş olduğu zararlara binaen belirsiz alacak davası babında 100,00- TL'nin avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 638/2. maddesi gereğince ortağın haklı sebeple şirketten çıkmasına izin verilmesi ve 641. Maddesi gereğince ayrılma payının tahsili istemine ilişkindir TTK. gereğince şirket sözleşmesiyle, ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir....

    Bilirkişi heyetinden alınan 29/12/2021 havale tarihli raporda özetle; " Limited şirket ortağı ortaklıktan ayrılması halinde ayrılma akçesinin yanında kar payı kendisine ödenmemişse kar payının tahsilini de isteyebileceği, ancak genel kurulca dağıtılmasına karar verilmemişse çıkma payından ayrı olarak kâr payı alacağının hesaplanması söz konusu olmadığı, bu durumda dağıtılmamış karların da çıkma payı içine dahil edilerek ayrılma akçesinin hesaplanacağı, davalı şirketin geçmiş dönemlerde elde etmiş olduğu karlar toplamının 201.527,63 TL; zararları toplamının ise 161.340,73 TL olduğu, söz konusu tutarlar birbirine mahsup edildiğinde dağıtılmamış kar toplamının 40.186,90 TL olarak hesaplandığı, Şayet Sayın Mahkeme aksi kanaatte olur ve davacıların kâr payı talebi kabul edilirse 40.186,90 TL x %5 — 2.009,35 TL olarak hesaplanacağı, Mahkemece davacının davalı şirketten çıkmasına yönelik kanaat oluşması durumunda davacının hak kazanacağı ayrılma akçesinin Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında benimsendiği...

      Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 551. (6102 sayılı TTK’nın 638.) maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır. Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir....

        Bu durumda tarafların çıkma kararı verilmesi konusunda iradeleri örtüşmektedir. Taraflar arasındaki görüş ayrılığı ayrılma akçesi konusundadır. TTK'nın 641/1. maddesine göre ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Çıkma payı bir nevi tasfiye payıdır. Yani çıkan ortak için tasfiye payının yerine geçmektedir. Bu nedenle bu hak, farazi tasfiye payı olarak ifade edilmektedir. Çıkma ile ortaklık, sadece çıkan ortak için sona erdiğinden, ona düşen payın verilmesi amaçlanmaktadır, zira diğer ortaklar için ortaklık ilişkisi devam etmektedir. Bu bağlamda ayrılma payını, ortaklıktan ayrılan ortağa esas sermaye payını ve bu payın ona sağladığı ortak sıfatını kaybetmesine karşılık kendisine ödenmesi gereken değer olarak kabul etmek gerekir (Bkz. Yrd. Doç. Dr. Nihat TAŞDELEN, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Ortaklıklarda Çıkma Çıkarılma ve Fesih, Ankara 2012, sf. 179 vd.)....

        Bu durumda tarafların çıkma kararı verilmesi konusunda iradeleri örtüşmektedir. Taraflar arasındaki görüş ayrılığı ayrılma akçesi konusundadır. TTK'nın 641/1. maddesine göre ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Çıkma payı bir nevi tasfiye payıdır. Yani çıkan ortak için tasfiye payının yerine geçmektedir. Bu nedenle bu hak, farazi tasfiye payı olarak ifade edilmektedir. Çıkma ile ortaklık, sadece çıkan ortak için sona erdiğinden, ona düşen payın verilmesi amaçlanmaktadır, zira diğer ortaklar için ortaklık ilişkisi devam etmektedir. Bu bağlamda ayrılma payını, ortaklıktan ayrılan ortağa esas sermaye payını ve bu payın ona sağladığı ortak sıfatını kaybetmesine karşılık kendisine ödenmesi gereken değer olarak kabul etmek gerekir (Bkz. Yrd. Doç. Dr....

          Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, şirketten çıkma ve ayrılma akçesi istemine ilişkindir. Dava konusu, davacının ortaklıktan çıkma talebinin TTK'nın 638/2 maddesi kapsamında kabul edilebilir olup olmadığı, eğer ortaklıktan çıkma şartları mevcut ise ayrılma akcesi talep etme hakkının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı, davacının ortaklığa giriş tarihinden itibaren şirketten talep edilebilir hak ve alacağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı noktalarında toplandığının tespiti mahiyetinde olduğu görüldü. 6102 sayılı TTK' nın 638/2. Maddesi " Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....

            Şti.’nin fesih ve tasfiyesini istediği, çıkma yahut fesih kararı verilmesi hallerinde davacının elde edeceği menfaatin aynı olduğu, her iki durumda da davacının ortaklığının sona erip varsa ayrılma yahut tasfiye payını alacağı, davacının ayrılma payının gerek değerinin fesih ve tasfiye halinde daha doğru hesaplanacağı, davanın kabulü dikkate alınarak ilk derece mahkemesince fesih ve tasfiyeye karar verilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı, davacının fesih ve tasfiyenin kaldırılarak çıkma kararı verilmesini istemesinin 6100 sayılı HMK’nın 29. maddesi kapsamında uygun olmadığı, çıkma payının hesaplanmasında ilk derece mahkemesince çıkma payının hesaplanmasında karar tarihine göre yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu, hesaplamaların denetlenebilir bulunduğu, fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirketin mali durumu hakkındaki değerlendirmenin tasfiye aşamasında yapılacağı, yöneticinin sorumluluğunu gerektirir bir durumun bulunması halinde tasfiye aşamasında sorumluluk cihetine gidilebileceği...

              DAVA : Şirket feshi ve ortaklıktan çıkma DAVA TARİHİ : 07/04/2017 KARAR TARİHİ : 24/06/2020 YAZIM TARİHİ : 10/07/2020 Mahkememizde görülmekte olan şirket feshi ve ortaklıktan çıkma davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ; müvekkilinin davalı şirketlerde ortak olduğunu, şirketlerde oy oranının düşük olması nedeniyle oy oranı yüksek olan ortaklarca dışlanarak müvekkilinin bilgi alma, inceleme ve aydınlanma haklarının sürekli olarak ihlal edildiğini belirterek,davalı anonim şirket yönünden TTK 531 maddesi uyarınca şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesi,mahkeme aksi kanaate varır ise müvekkilinin çıkma payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkmasına,diğer davalı şirketler yönünden ise TTK 638 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkmasına ve ayrılma akçesine ve davalı şirketlere...

                UYAP Entegrasyonu