Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesinde bulunan ... ada ... parsel üzerinde inşaat yapılması ve % 50 paylaşım esaslı 18 dairede 9 ayrı kat mülkiyetinin davalı şirketin ait olacağı şekilde sözleşme yapıldığını, sözleşme şirket tarafından ifa edilmekte olduğunu, inşaatın sona erme aşamasına gelerek genel iskan alınacağını, davalı şirkete ait olacak olan 8 adet bağımsız bölüm satıldığını, noter sözleşmesine göre ve tapu kaydına göre 1 adet tapu arsa sahiplerinden hak edilip alınacağını, ancak paylaşım krokisine göre şirket müdürü davalı ile arsa sahipleri ek sözleşme yaptıklarını, şirketin arsa sahiplerinden ... mah. ...ada ... parselde bulunan ... nolu bağımsız bölüm ile ... nolu bağımsız bölüm şeklinde toplamda iki tapu alacağı bulunduğunu, davalı şirket müdürü davacıya karşı ortak olmanın getirdiği hakları kullandırmadığını, davacının kar payı yada hiç isim altında şirketten pay yada para almadığını, şirketin işlerinden borç durumundan hak ve alacaklarından haberdar edilmediğini, davacının taleplerine de olumlu yaklaşım...

    Davacılar vekili 20/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı ıslah ederek, ortaklıktan çıkma taleplerinin kabul edilmemesi halinde, şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmişlerdir. CEVAP: Davalı şirket tasfiye memuru ...'...

      Ne var ki, somut olayda, mahkemenin kabulünde olduğu gibi davacının ortaklıktan çıkarıldığını öğrendiği 21.10.2009 tarihine göre çıkarma kararı 21.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda çıkma payı alacağı 2010 yılı bilançosunu onaylayarak kesinleştiren 2011 yılı genel kurulundan bir ay sonra muaccel olmuştur. Bu durumda, mahkemece çıkma payı alacağının, davanın açıldığı 10.05.2010 tarihinde henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle, bu isteme yönelik davanın da reddi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak, esasa girilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

        Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulü ile davacının ortaklıktan çıkarılması ve ortaklık pay değerinin ödenmesine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından, davacının ortaklıktan çıkma akçesinin 2021 yılı şirket değerine göre hesaplandığı, 2022 yılındaki ekonomik değişim, taşınmazların değerlerinde meydana gelen artışlar göz önünde bulundurularak yasanın 531. maddesi uyarınca çıkma akçesinin karar tarihine en yakın tarihe göre belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile; davalı şirket ve fer'i müdahiller vekili tarafından, davacının adli yardım talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacının sunduğu fakirlik belgesi ile anonim şirket ortağı olmasının çelişkili olduğu, davacının harç eksikliğini ikmal etmesi gerektiği, gerekçeli kararda fer'i müdahillerin de davacı ile müştereken ve müteselsilen 313.339,70- TL harcın ödemesine karar verildiği, kararın bu hali ile hatalı olduğu, davanın şirketin feshi istemine ilişkin olduğu, mahkemenin şirketin feshi talebine ilişkin olarak kabul...

        Şirketin sermayesi 500 paya ayrılmış olup bu sermayenin 100 payı ...., 175 payı ..., 50 payı ... 25 payı ..., 100 payı .... ve 50 payı ... a aittir. Şirket ortaklar kurulunun 30/05/2000 tarih 6 nolu kararı ile 20 yıl müddetle şirket müdürü .... ve şirket müdürü ...'ın münferiden yetkili bulunmalarına karar verilmiştir....

          Davacı vekili duruşmadaki beyanında çıkma payı talebinin bulunmadığını, davanın müvekkilinin limited şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere, imzaya yetkili şirket ortağı olduğunu, bu nedenle de şirketin tüm faaliyetlerinden, borç ve alacak ilişkilerinin ortaya çıkmasından birinci derece sorumlu olduğunu, şirket ortaklığından çıkma isteminde bulunmak için şirketin borçlarının ortadan kalkması gerektiğini, aksi düşüncenin alacaklıların borçlarını şirketten tahsil edememesi sonrası şirket ortaklarının iflasını isteme hakkını elden almak anlamına geleceğini ki bir ortağın borçlardan bu şekilde kurtulmasının ve diğer ortakların borçlar ve iflas süreci ile başbaşa kalması anlamına geleceğini, ayrıca davacının işlemleri nedeniyle müvekkilinin şahsi hesabından, yakın akrabası ...'...

            Davalı vekili; müvekkilince davacının şirket ortaklığından çıkmasına itiraz edilmediğini, davacının ailevi nedenlerle ortaklıktan ayrılmak istediğini, davacının iş akdine haklı sebeplerle devamsızlığı yüzünden son verildiğini, şirket toplantılarının kanunun uygun gördüğü biçimde yapıldığını, davacının faiz talebinin yersiz olduğunu müvekkilinin borcunun kararın kesinleşmesiyle doğması nedeniyle faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüyle davacının davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına, ortaklıktan çıkmaya izin verilen ortağın bilirkişilerce tespit olunan 86.298,56 TL tasfiye payının davalıdan tahsiline, faiz isteminin reddine, bilirkişilerce tespit olunan 6.583,77 TL kar payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1489 Esas KARAR NO : 2023/213 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 13.12.2018 KARAR TARİHİ : 06.03.2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı----- ticari muamele merkezi -----olan ------- üç ortağından biri olduğunu, diğer ortakların------olduğunu, şirketin 19.02.2009 tarihinde ------- tarafından 300.000,00-TL sermaye ile kurulduğunu, her ortağın eşit oranda paya sahip olduklarını, ortaklar arasında var olan güven ilişkisinin bozulduğunu, diğer iki ortak tarafından davacıyı dışlayan işler yapılmaya başlandığını, ekonomik olarak davacının zora sokulduğunu, şirket ortaklarının davacıyı zora sokmak amacıyla huzur hakkı ödemesini durdurduklarını, daha sonra da davacının sermaye borcunu iki hafta gibi kısa bir sürede ödemesi talep ettiklerini, davacının...

                payının gerçek değeri olan 168.374,06 TL'nin şirket mal varlığından davacıya ödenerek davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmiştir....

                  Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı, davalı ile 03.02.1999 tarihli noterde yaptıkları ortaklık sözleşmesi ile %50'şer oranda kâr ve zarar ortağı olduklarını, davalının 2002-2006 yılları arasında kâr payı ödemesi yaptığı halde 2007 ve 2008 yılları için herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi işletme faaliyetleri ve geliri konusunda da bilgi vermediğini ileri sürerek hissesine düşen kâr payının tahsilini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu