Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmü bulunmaktadır. Davacı-davalı erkeğin, ...6. Aile Mahkemesinin 2009/1095 esas, 2010/997 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 05.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 10.02.2014 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken şartları oluşan davacı-davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    yaşadığının sabit olduğu, gelen istinabe evraklarına göre yurt dışında davacının imam nikahlı olarak başka bir kadınla yaşadığının tespit olunduğu, hatta söz konusu kadından başkaca çocuklarının olduğunun tespit edildiği, davalı kadının cevap dilekçesinde davacının kendisini terk edip yurt dışına yerleştiğini kabul ve ikrar ettiği, bu duruma göre de açılan boşanma davasının kesinleşmesinden sonra 3 yıl içinde taraflar arasında ortak hayatın yeniden tesis edilmediğinin sabit görüldüğü, davacı erkeğin, ara ara davalı ile müşterek çocuklarının bulunduğu eve, taraflarla ve müşterek çocuklarıyla görüşmek amacıyla gelmesinin ortak hayatın yeniden tesisi olarak yorumlanamayacağı, zira davacı erkeğin evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirdiğinin bu haliyle toplumumuzun değer yargılarına göre kabul edilemeyeceği, kaldı ki davacının ortak hayatın tesisi amacıyla davalı ile bir araya geldiğinin de dosya kapsamına göre sabit görülmediği, taraflar arasında 10 yılı aşkın uzun süreli...

    Aile Mahkemesi 2011/266 E 2011/1473 K sayılı ilamı ile daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle, karşı davacı kadın tarafından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davaların açıldığı, Samsun 1....

    Aile Mahkemesi 2011/266 E 2011/1473 K sayılı ilamı ile daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle, karşı davacı kadın tarafından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davaların açıldığı, Samsun 1....

    , davacı karşı davalı erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği ve hakaret ettiği, bu nedenle erkeğin boşanma davasının kabulü gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davası hakkında bozma olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu kararın da davalı karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairemizce erkeğin boşanma davasında yine gerekçesizlikten bozulmasına karar verilmiş, kabule göre de boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde boşanmanın feri niteliğindeki velayet ve tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak davalı karşı davacı kadının birleşen tedbir nafakası davası hakkından karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davalı karşı...

      beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....

        Şu hale göre; evlilik birliği davalının açıklanan ve gerçekleşen kusurlu tutum ve davranışları sonucunda ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmıştır. Ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin bulunduğu da ispatlanamamıştır (TMK m. 166/1). Bu açıklamalar karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kişisel ilişki ve tazminatlara yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının maddi tazminat talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece, ortak çocukların velayeti davacı anneye bırakılmış, ortak çocuklarla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirlerde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2020/118 ESAS, 2021/271 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle: daha önceden Diyarbakır 2. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını ancak davanın reddedildiğini ve ret kararının kesinleştiğini, aradan üç yıl geçmesine karşın ortak hayatın yeniden kurulamadığını ileri sürerek boşanma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; tazminat ve nafaka talepleri hakkında verilen karar, ortak çocuklar için hükmedilen nafaka miktarları, ziynet talebi ile ilgili hüküm kurulmaması yönünden, davalı erkek tarafından ise; hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 26.10.1998 doğumlu ortak çocuk ...'...

              UYAP Entegrasyonu