olmuş ise dava konusu taşınmaz üzerinde bir işlem bir tahdit çalışması yapılmadığı, dolayısıyla taşınmazın 1939 yılındaki orman tahdit çalışması kapsamında kaldığı iddiasının gerçek dışı olduğu, veya söz konusu bir tahdit varsa ve taşınmaz 1939 yılındaki bu orman tahdidi sınırları içinde kalmış ise taşınmaz kaydının orman olarak kapatılmaması ve 1945 yılında müvekkile toprak tevzi komisyonu tarafından satış yapılıp üzerine ipotek konularak müvekkilin 20 yıl boyunca bu ipotek bedelini ödemiş olmasının devletin kusur ve sorumluluğunu gerektireceği, zira devletin orman olan bir araziyi tapu kaydı oluşturmak suretiyle müvekkile sattığı ve müvekkilin zararına yol açtığı, tapu kaydının yanlış tutulmasından doğan bu zararın giderilmesinin 4721 ......
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. Öte yandan, davacı Orman Yönetiminin dava konusu taşınmazın tapusunun iptalini talep ettiği, tescil isteğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtay'ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur....
aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına, davacının dayandığı eski tarihli tapu kaydının uygulamasındaki yetersizliğin sonuca etkili olmadığına, orman sınırları içinde bulunan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kayıtları, özde orman olan taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden yolsuz tescil niteliğinde bulunduğuna, taşınmaz kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde olmasına karşın, taşınmazın orman niteliğiyle tescili istemiyle Orman Yönetimi yada ... tarafından bir dava açılmadığına göre. davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 18/07/2008 günü oybirliği ile karar verildi....
Köyü (Mahallesi) 9210 ada 1 sayılı imar parselinin, 2981 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan imar uygulamasında aynı köy 172 sayılı kadastro parselinden ve genel kadastroda 1947 yılı orman kadastro sınırları içinde olduğu için tapulama dışı bırakılan daha sonra ihdasen Hazine adına tapuya tescil edilen 349 sayılı parselin tevhit ve ifrazıyla oluştuğu, şuyulandırma nedeniyle 172 sayılı parsel maliki ... adına tescil edildiği, Hazinenin açtığı tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin ... Asliye 6....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/118 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilince adı geçen şahıslara karşı açılan tapu iptal ve tescil istemli davada verilen kabul hükmünün kesinleştiğini, ancak söz konusu tapu iptal ve tescil davası henüz devam ederken ... adına kayıtlı 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydına davalı idarelerce haciz uygulandığı için tescil hükmü sonrasında taşınmazların davacı adına hacizli olarak tescil edildiğini beyan ederek; taşınmazlar kaydında davalılar lehine bulunan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili kurumların vergi alacakları sebebiyle kayıt maliki/vergi borçlusu ...'a ait taşınmazlara uygulanan haciz işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydına dayanarak kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, 20/06/2007 tarihinde ilân edilmiş ve 23/07/2007’de kesinleşmiştir. Çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 101 ada 1 sayılı orman parselinin bir bölümüne dava açmıştır. Bilindiği üzere ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanma yararlanma hakkı Orman Yönetimine ait olup, orman parseline yönelik açılacak iptal ve tescil davalarında Orman Yönetimi ve Hazine yasal hasımdır....
Kanun uyarınca satışından sonra 10.10.2019 tarihinde açıldığı, dolayısı ile davalıya ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğuna ve dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağına göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 ......
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının dava konusu ... parsel sayılı (yeni 2352, 2354 ve 2356) 219.800,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1967 yılında tapulama ile kayıt gördüğü, davacıların izaleyi şuyu ile dava konusu taşınmazı 20/12/2004 tarihinde edindikleri, ... tarafından tapu iptal tescil istemli olarak açılan davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/173 E. - 2013/341 K. sayılı kararıyla taşınmazın B harfi ile gösterilen 31.341,16 m2 ve D harfi ile gösterilen 45.875,65 m2 F harfi ile gösterilen 815,08 m2'lik kısımlarının orman olduğundan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 30/11/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 22/11/2016 tarihinde 10 yıllık zaman aşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak ... mahallesi, 6022 ada 4 parsel sayılı 1512,25 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapuda “arsa” vasfıyla kayıtlı iken, Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemli dava nedeniyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/11/2013 tarih ve 2013/153 – 2013/649 sayılı kararı ile taşınmazın krokide (B2) ile gösterilen 496,88 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, verilen bu karar temyiz edilmeksizin 11/02/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; eldeki dava 10.000,00.-TL tazminat isteği ile açılmış ve niteliği itibariyle nisbi harca tabi olmasına rağmen, davacı vekili tarafından 25,20....
Beykoz Kadastro Mahkemesinin 1989/11 Esas, 2016/2 Karar sayılı ilamında; davaya konu 184 ada 7 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu bazı taşınmazlar hakkında Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılma işleminin iptali ve kazandırıcı zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemli açılan dava sonucu; çekişmeli taşınmazların 1940 yılında yapılan ilk orman kadastrosunda Devlet ormanı sınırları içinde kaldığı, tahdidin kesinleşmesiyle Temmuz 1947 tarih 56 sayılı orman niteliğinde tapu kaydı oluşturulduğu, arazi kadastrosunda da orman niteliğiyle tespit ve tescil edildiği, öncesi Devlet ormanı olup da sonradan 1981 yılında XV, XVII, XVIII, XIX, XX poligon numaraları verilerek 1744 sayılı Kanun'un 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarıldığı anlaşılmıştır. 4....