Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “... 2....

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunduğu, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak ... adına çıkarılabileceği, yalnız özel ormanların sahibi adına orman sınırları dışına çıkartılabileceği, yasadan kaynaklanan bu zorunluluk nedeniyle gerçek kişinin, çekişmeli taşınmazın kendi adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte ya da kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemine itirazda hukukî yararının bulunmadığı, halen tahdit içinde olan bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının talebinin dava konusu yerin 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik olduğu, orman sınırları dışına çıkarma işleminin yasa gereği ancak Hazine adına yapılabileceği, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerini yapma görev ve yetkisinin Orman Kadastro Komisyonlarına ait olduğu, Orman Kadastro Komisyonunca orman sınırları içindeki bir taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmediği müddetçe davacının bu yolda idareyi zorlayıcı şekilde dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2....

          Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2....

            Bilirkişi raporundan davacının davaya konu ettiği alanın A1 ile gösterilen bölümünün tarla niteliği ile davacı adına kayıtlı 29263 ada 16 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve taşınmaz bölümünün 1946 yılında 3116 Sayılı Yasa'ya göre yapılan orman tahdit çalışmalarında orman tahdit sınırları içinde bırakıldığı ve 2020 yılında yapılan 6831 Sayılı Yasa'nın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi çalışmalarında da orman sınırları dışına çıkartılmadığı, yine devlet ormanı sayılan yerde kaldığı, buna göre davaya konu taşınmazların 1946 yılında kesinleşen tahdite göre mevcut olan hukuki konumunu koruduğu, davacı tarafından taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılması talep edilmediğine, başka bir ifade ile taşınmazların orman niteliğinde olmadığı ileri sürülerek komisyon kararının iptali talep edildiğine göre; davacının taşınmazların orman niteliğine yönelik itirazının 1946 yılında kesinleşen tahdide itiraz niteliğinde olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle askı ilan süresinin dolduğu...

            Bilirkişi raporundan davacının davaya konu ettiği alanın A1 ile gösterilen bölümünün tarla niteliği ile davacı adına kayıtlı 29263 ada 16 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve taşınmaz bölümünün 1946 yılında 3116 Sayılı Yasa'ya göre yapılan orman tahdit çalışmalarında orman tahdit sınırları içinde bırakıldığı ve 2020 yılında yapılan 6831 Sayılı Yasa'nın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi çalışmalarında da orman sınırları dışına çıkartılmadığı, yine devlet ormanı sayılan yerde kaldığı, buna göre davaya konu taşınmazların 1946 yılında kesinleşen tahdite göre mevcut olan hukuki konumunu koruduğu, davacı tarafından taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılması talep edilmediğine, başka bir ifade ile taşınmazların orman niteliğinde olmadığı ileri sürülerek komisyon kararının iptali talep edildiğine göre; davacının taşınmazların orman niteliğine yönelik itirazının 1946 yılında kesinleşen tahdide itiraz niteliğinde olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle askı ilan süresinin dolduğu...

            Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece Vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü; taşınmazın 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği; 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm katılan davacı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Temyiz incelenmesine gerek görülen; Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma işlemlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir ilk orman tahdit haritası, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarının orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örnekleri bulundukları yerlerden getirtildikten sonra dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen fen ve orman bilirkişilerine verilerek; orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en...

                Köylerinde yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma hattına göre konumları, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma haritalarındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli; çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın hangi köyün orman kadastro çalışma alanında kaldığı, ......

                  UYAP Entegrasyonu