Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T8 izafetenT3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 1967 yılında yapılan ve 1968 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre, 173 ve 174 nolu OTS nokta ve hattının batısında yeşile boyalı orman sayılan alanda kaldığını, 1983 yılında kesinleşen 2. madde çalışmaları sırasında orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmiş ise de, 1989 yılı 2/B madde çalışmaları sırasında yapılan orman sınırları dışına çıkarma işleminin 1990 tarihli ek tutanak ile iptal edildiğini, dava konusu taşınmazın Muğla Kadastro Mahkemesi'nin 1990/101 esas sayılı dosyasında verilip kesinleşen mahkeme kararına göre, kesinleşmiş orman sınırları içinde olduğunu, dava konusu taşınmazın orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan bir yer olduğunu, davacı adına tesciline karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından orman tahdit ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarına dayalı olarak yapılan uygulama ve incelemede çekişmeli taşınmazın 1975 yılında yapılıp 1976 yılında ilan edilerek kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, (B) ile işaretlenen kesiminin 22.01.2008 tarihinde ilanı yapılan 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığına, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından orman tahdit ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarına dayalı olarak yapılan uygulama ve incelemede çekişmeli taşınmazın 1975 yılında yapılıp 1976 yılında ilan edilerek kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, (B) ile işaretlenen kesiminin 22.01.2008 tarihinde ilanı yapılan 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığına, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Orman Kadastro Komisyonunca ilk defa tahdit yapılan yerlerde, geçmişi orman olan yerlerin, orman tahdidi içinde gösterilmesi sonrasında 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş ise, 2/B parseli oluşturarak orman sınırları dışına çıkarılması, orman tahdit çalışması daha önce yapılan tahditi kesinleşen ve orman sınırları içinde kalan yerler yönünden ise, 2/B parseli oluşturarak yine orman sınırları dışına çıkarılması gerekir. Orman kadastro komisyonlarınca geçmişi orman olduğu halde 2/B parseli oluşturulmayıp orman sınırları dışında ziraat arazisi olarak gösterilen ve bu şekilde tahdidi kesinleşen yerlerin tahdidin kesinleşmesinden itibaren kazandırıcı zaman aşımı ile iktisabı mümkündür....

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1040 sayılı parselin tamamı ile 1026 sayılı parselin (A) işaretli 9270,06 m2’lik bölümünün orman sınırları dışına çıkartılmasına, 1026 sayılı parselin (B) işaretli 11019,09 m2’lik bölümü ile 583, 955, 956, 1028 ve 1030 sayılı parsellerin orman sınırları içinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....

          Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği,makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “... 2....

            Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2....

              Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2....

                Kanunlara göre oluşturulan hattı gösterdiği belirtildiği halde, tahdit haritası incelendiğinde, kırmızı kesik çizgilerin oluşturduğu orman sınırları dışına çıkarma işlemi hattı ile haritada gösterilen orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin sınırının uyumsuz olduğu anlaşılmakta olup, raporda bu uyumsuzluğun neden kaynaklandığı açıklanmadığından, anılan raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olduğundan söz edilemez. Denetime elverişli olmayan ve kendi içinde çelişkili olan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 2....

                  İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu ve ... bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada ... tarafından dava edilen yerin tamamının 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, daha sonra orman bilirkişi kurulu ve ... bilirkişi tarafından müşterek düzenlenen rapor ekindeki krokide işaretlenen 20.485,59 m2 yüzölçümlü bölümünün 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığına, 3302 Sayılı Yasaya göre orman rejimi dışına çıkarma işleminin hazine adına yapılacağına, dava edilen ve halen tahdit içinde olan DO1 ve DO2 ile işaretlenen yerlerin hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağı bulunmadığına, .davacılardan ...’da açtığı davadan H.Y.U.Y.’nın 91. maddesi uyarınca feragat ettiğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında...

                    UYAP Entegrasyonu