Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2021 NUMARASI : 2020/91 ESAS, 2021/445 KARAR DAVA KONUSU : Orman (Hazine Veya İdarece Açılan Tapu İptal İstemli) KARAR : İlk derece mahkemesinin 13/10/2021 tarihli kararına karşı davacı orman idaresi tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 3116 s. Kanun kapsamında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğunu, ancak 5602 s....

Vakfına ait tapulu taşınmazlar yönünden iptal edildiği, vakıf tapusu kapsamı dışında kalan orman tahdidinin halen geçerliliğini sürdürdüğü, taşınmazların orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun, 7 numaralı orman kadastro komisyonunca yok sayılıp, 1976 yılında yeniden yapılan orman kadastrosunda çekişmeli parsellerin önce orman sınırları içinde kabul edilip 2 nci madde gereği hazine adına orman sınırı dışında bırakılması, yapılan itirazlar üzerine bu sefer orman sınırları dışında(ziraat alanında) bırakılması işleminin hiçbir yasal dayanağı olmayıp, 1942 yılından beri orman sınırları içinde olan bir taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2 nci veya 2/B maddesi gereği orman sınırları dışına çıkarılmasının ancak idarece usulüne uygun şekilde yapılacak işlemle mümkün olduğu, idarenin yaptığı bir tasarruf olmadan mahkemelerin orman sınırı içinde kalan bir taşınmazı orman sınırı dışına çıkarmasının mümkün olmadığı, somut olayda her ne kadar 1976 yılında...

    HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Hazine Veya İdarece Açılan Orman İddiasına Dayalı Tapu İptali istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 21. maddesinde; "Orman İdaresi ya da Hâzinenin taraf olup orman iddiasında bulunmaları nedeniyle orman yönünden araştırması yapılması gerekli olan kadastro tespitine itiraz, tapu iptal, tescil ve el atmanın önlenmesi istemiyle açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

    Hukuk Dairesince, tespit edilen kullanım durumuna göre satış yapılmış olmasına ve tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğuna göre, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli davanın görülebilmesinin mümkün olamayacağı ve yerel mahkemece davanın reddedilmesinde isabetsizlik görülmediği açıklanarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Köyü Tulumba mevkiindeki 478 ve 479 parsel sayılı taşınmazların tamamının öncesinin orman olduğunu, yörede 13.04.1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, ... Köyü 478 ve 479 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunun belirtilmesine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 21.05.1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 13.04.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır....

        Devlet Ormanı” olarak tapuya bağlandığı, aynı yer için 2510 sayılı Kanun uyarınca 28/01/1944 tarihinde davalının bayii adına tapu oluştuğu, her iki tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu, ancak orman alanlarının dağıtılamayacağı, 1744 sayılı kanun uyarınca yapılan çalışmalarda Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı açıklanmak sureti ile 1527 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği, bu hükmün 12.03.1991 tarihinde kesinleştiği, 1527 parsel sayılı taşınmaz için kullanım kadastrosu sırasında 119 ada 11 parsel sayısı verilerek Hazine adına tespit edildiği, kullanıcı tespit edilemediğinden kullanım şerhi verilmediği, tespitin bu şekli ile kesinleşmesinden sonra davacıların 6292 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 18/01/2011 tarihli dilekçe ile tapu iptali tescil; bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise zilyetlik şerhi verilmesi istemli temyize konu davayı açtıkları, yargılama sırasında 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi...

          ın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve 17.10.1992 tarihinde tescil edilmiş; 5.11.2009 tarihinde tapu kaydının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılmış ve 2011 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında ise 28278 ada 21 parsel numarası ile 1.133,42 m2 yüzölçümlü olarak tapuya tescil edilmiştir. Bilahare, 31.10.2013 tarihinde, 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak ... adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın güncelleme çalışmalarına dahil edilmekle beraber, sarı alanda kalmakta olup, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır....

            Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, davacının 22.02.1993 tarihinde satın almak suretiyle iktisap ettiği Antalya İli, Kepez İlçesi Varsak Mahallesinde bulunan 664 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman olarak tahdit edilen sahada kalması nedeniyle Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.04.2012 tarihinde kesinleşen 2010/385-2011/418 sayılı kararı ile tapu kaydının iptal edilmesi üzerine, davacı tarafından tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              adına kayıtlı iken 14.12.1999 tarihinde davacı ... tarafından satın alınarak adına tescil edildiği, sonrasında Hazine tarafından davacı ... aleyhine, dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların yasa gereği Hazine adına tescilinin zorunlu olduğu iddiasıyla, Ümraniye 2.AsIiye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/345 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal davası sonucunda tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın ... tarafından onanarak kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafından 31.08.2005 tarihinde mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’e başvuru yapıldığı ve 2010 yılında AİHM tarafından; “Maddi zarar ile ilgili olarak Mahkeme, elinde bulundurduğu bilgileri göze alarak, davacıya ilgili tarafından arsanın satın alımını temsil eden 2300 Avroluk meblağın uygun düşen temerrüt faizleri ile birlikte verilmesinin makul olduğunu takdir etmektedir…” şeklinde karar verdiği ve Devletçe davacıya...

                Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı ve davalılara ait tapu kaydının idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğundan dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı gibi yeni maliklere karşı zilyetlik iddiası ileri sürülemez. Dolayısıyla, açıklanan nedenle davacının tapu iptali tescil talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile davacı lehine kullanım şerhi verilmesine ilişkin olarak dosya kapsamı incelendiğinde; bu talep ile elde edilmek istenen amaç, taşınmazın Hazine tarafından satışında hak sahibi olanlara tanınacak ayrıcalıklardan yararlanmak için kullanıcı olarak hak sahibi olunduğunun tapuya şerh verilmesidir....

                UYAP Entegrasyonu