Aile Mahkemesi TARİHİ : 21/05/2015 NUMARASI : 2014/749-2015/364 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar, kişisel ilişki kurulması istenilen 20.9.2013 doğumlu Ö.'in babaannesi ve dedesidir. Davacıların oğulları ve çocuğun babası A. 22.5.2013 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun babaannesi ve dedesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK.md.325). Davacıların oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bununla birlikte dosya kapsamında kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, onun zararına olacağı yönünde bir kanıt da bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, özellikle kişisel ilişki kurulması istenilen 20.9.2013 doğumlu Ö.'...
Açıklanan nedenlerle velayeti babada bulunan 21.12.2000 doğumlu Emre ile davacı anne arasında uygun süre ile kişisel ilişki kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.11.2011 (Prş.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı babaanne ile torunu Lalegül (2016) arasında kişisel ilişki istemiyle açılan dava ilk derece mahkemesince kabul edilmiş, karar davalı anne tarafından istinaf edilmekle bölge adliye mahkemesince, babaya tanınan kişisel ilişki süresinin yeterli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacılar babaanne ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin, davacı açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bîr sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini sağlayacağı gibi hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır....
O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....
çocuğun sağlık durumu değerlendirilmek suretiyle kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararı gözetilerek ne yönde olması gerektiği, annenin nezareti veya uzman nezareti olmaksızın kişisel ilişki kurulup kurulamayacağı, yatılı şekilde kişisel ilişki kurulması durumunda çocuğun rahatsızlığına bir etkisi olup olmayacağı konusunda psikiyatri alanında bir uzmandan rapor alınarak, dosya kapsamındaki diğer deliller de birlikte değerlendirilerek; gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Özel bir durum veya sebep bulunmadıkça ve çocuğun menfaatine açıkça aykırı olmadıkça, kişisel ilişki süreleri belirlenirken tarafların durumlarına uygun sürelerde kişisel ilişki tesis edilmelidir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davacı-davalı (koca), yıllık iznini her yıl Ağustos ayında kullandığını belirterek, kişisel ilişki tesis edilirken bu durumun dikkate alınmasını istediğine göre, velayetleri annelerine bırakılan müşterek çocuklar ile babaları arasında Ağustos ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yön nazara alınmadan her yıl Temmuz ayında kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur (HUMK. md. 438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK.md.316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporunda çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel olabilecek bedeni, fikri, ahlaki gelişimini olumsuz etkileyecek herhangi bir tespit yapılmadığı, davalı annenin ve dinlenen tanıklarının bu yönde bir iddia ve açıklamaları da bulunmadığı, boşanma sürecinde kadının hamile olması, boşandıktan sonra ise pandemi şartları da gözetilerek baba ile çocuk arasında kurulan sınırlı kişisel ilişkinin çocuğun babaya alışma sürecini uzattığı ve çocuğun bu sebeplerle baba ile görüşme konusunda direngen davranışlar gösterdiğinin değerlendirilmesi gerektiği, çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı, çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel dosyaya yansıyan somut bir olgu ve delil bulunmadığı, bu itibarla mahkemenin baba ile kişisel ilişkiyi düzenlerken yatılı kişisel ilişki kurmamasının...