Davalı erkek ile ortak çocuk ... arasında günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken tarafların farklı şehirde oturuyor olmaları ve çocuğun yaşı gerekçesiyle çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları ve yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki kurulmaması babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Günümüz ulaşım koşulları da dikkate alınarak ortak çocuk ... ile velayet kendisine verilmeyen davalı erkek arasında babalık duygularını tatmin edecek şekilde her ayın belirli hafta sonları ve yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Cumartesi günleri saat 10:00'dan Pazar günleri saat 18:00'a kadar, her yılın dini bayramlarının 2. günleri saat 10:00'dan 3. günleri saat 18:00'a kadar, her yılın Temmuz ayının 1. günleri saat 10:00'dan 7. günleri saat 17:00'a kadar kişisel ilişki tesisine." şeklinde kişisel ilişki kurulmuştur. Karar davacı baba tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması talebiyle temyiz edilmiştir. Dosya kapsamındaki sosyal inceleme raporları dikkate alınarak davalı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması gerekirken çocuğun üstün yararına uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)....
Mahkemece velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş ise de kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi gerçekleştirileceği yer özel olarak tayin edilmiş ve bu kişisel ilişki, çocuğa yakın ve alışkın bir kişi refakatinde olması koşuluna bağlanmıştır. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, infazda da güçlük yaratacak niteliktedir. Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Mahkemece daha uygun süre ile çocuk baba yanında yatılı kalacak şekilde refakat olmadan kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir 2-)Kabule göre de; Hüküm açık ve infazda tereddüt uyandırmayacak nitelikte olmalıdır. Ara karara atıfta bulunarak hüküm kurulamaz....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocuğu 03.11.2015 doğumlu ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun dört yaşına kadar ve dört yaşı sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir....
Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakası, davacı kadın yararına 12000 TL maddi, 10000 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4- Velayeti davacı anneye verilen ortak çocuklar ile davalı baba arasında her yıl Ağustos ayında düzenlenen kişisel ilişkide, kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi ile dini bayramlarda yatılı kişisel ilişki kurulması gerekirken yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece alınan 29.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda “davalı annenin şahsi ilişki konusundaki motivasyonu, mevcut yaşam koşulları ile sağlık durumu hakkında yeterli bilgi edinilememiş olması sebebiyle anne ile çocuk arasında ilk aşamada yatılı olmayan ve tarafların müşterek olarak uygun göreceği bir yetişkinin eşliğinde şahsi ilişki kurulmasının, anne ve çocuğun yalnız olarak görüşmesinin daha sonraki dönemlerde değerlendirilmesinin uygun olacağı” yönünde kanaat bildirilmiştir. Mahkemece, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde yatılı olmayacak şekilde, 1 yıl bitiminde ise yatılı olmayı da kapsayacak şekilde kademeli kişisel ilişki tesis edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur....
Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Davacılar küçüklerin büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Anne ve davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babalarını kaybetmiş çocukların bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi ve sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere aile bağlarının güçlendirilmesi amacıyla kurulacak kişisel ilişki çocukların yararına olacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen 16.02.2016 tarihli ek karar davalılar ... ile ...... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Talep eden anne; haklarında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-c maddesine göre bakım tedbiri verilen ikiz çocukları 12.05.2008 doğumlu Sultan ve Nazlı ile, aleyhine talepte bulunulan kurumun yatılı kişisel ilişki kurulmasına izin vermediği gerekçesiyle, tedbir kararı verilen ... Aile Mahkemesi'nin 2014/381 esas .2014/589 karar sayılı dosyası üzerinden kişisel ilişki düzenlenmesini talep etmiş, mahkemece 16.02.2016 tarihli ek kararla anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2021/43 Esas, 2021/160 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı boşandıklarını, 3 çocukları olup çocukların velayetinin anneye verildiğini, baba ile kişisel ilişki kurulduğunu, çocukların hali hazırda davalı anne yanında kaldıklarını, dede ve babaanne olan davacıların çocuklarla vakit geçirmesi, torun sevgisini tatmaları, aile bağlarının korunması açısından kişisel ilişki kurulması gerektiğini, davacılar ve davacıların oğlu Hakan Ceviz ile davalı arasında husumet, muhtelif ihtilaflar, derdest dava ve koruma kararları olduğunu, babanın da çocuklarla görüşmekte problem yaşadığını, davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulması için gerekli olağanüstü şartların oluştuğunu belirterek davacılar ile velayeti annede bulunan torunları Aysu, Kerem ve Zeynep arasında kişisel ilişki kurulmasına, baba Hakan Ceviz ile çocuk arasında kişisel ilişki kurma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacılar ile torunlar arasında her ayın 4.haftası Cumartesi günü yatılı olacak şekilde bu mümkün...
Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında 30/11/2015 tarihinde açılan karşılıklı boşanma davasında tedbiren müşterek çocuk ile baba arasında çocuğun yaşına uygun olarak her ayın 1.ve3.haftası Cumartesi saat. 10.00 ile 16.00 arası olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu, mahkemece boşanma davalarının reddine karar verilerek kararın yasa yollarından geçmek suretiyle 29/09/2016 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuğun boşanma dava tarihinden itibaren davalı annenin yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....