İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz....
ın soyadının düzeltilmesi halinde bu kişinin eşinin ve reşit olmayan çocuklarının soyadı değişikliklerinin kayıtlara işlenmesi ve düzeltilmesi nüfus müdürlüğüne verilmiş idari bir görev olduğundan davanın reddine ilişkin kararın onanmış olması açıklanan gerekçe ile doğru olduğundan adı geçenler yönünden karar düzeltme isteminin reddi gerekir ise de davacı ...'nun nüfus kayıtlarının incelenmesinde soyadı ... iken Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.02.1980 tarih ve 1980/4 esas 1980/12 karar sayılı ilamı ile Yabukoğlu olarak tashih edildiği, adı geçenin tashih tarihinde reşit olmadığı, babasının açtığı dava sonucu düzeltimin yapıldığı anlaşılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b maddesi ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, son cümlesinde de nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfusta Anne Adının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *nüfus kaydında davacıların anne adının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.11.2008 (Çrş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Anne Adının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * nüfusta anne isminin düzeltilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 18 Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.05.2008 (Prş.)...
İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının reşit olmadığı dönemde babası tarafından açılan dava sonucu yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabulü yönündeki hükmünün onanması gerektiği görüşündeyim....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının adının düzeltilmesi istemi ile aynı konuda ikinci kez dava açamayacağı gerekçesi ile mahkemece reddedilmiş ise de, bu hususu düzenleyen 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunuun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin birinci cümlesinin (Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir) Anayasaya aykırılığı sebebi ile Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 gün 2011/34- 2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığı anlaşıldığından; mahkemece, açıklanan bu husus dikkate alınarak ve davacının iddiasının bu kez adının farklı bir isim (Dıldar) olarak düzeltilmesi olduğu hususu da gözetilerek, gösterilecek deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi hatalı olmuştur.(Yargıtay 18....
nın mirasbırakanı ... ve ... kızı ... kimlik numaralı ... olduğunu, soyadı kanunundan önce 1934 yılında ölen ...'nın nüfusta soyadının yer almadığını, dava dışı 113, 115, 118, 119, 120, 121, 162, 243, 580, 578, 692 ve 690 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açtığı ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/323 E sayılı davası sonunda kayıt maliki ...'nın mirasbırakanı ... olduğuna karar verildiğini ileri sürerek kayıt maliki ...'nın, mirasbırakanı ... olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, aşamada 114, 116, 117, 353, 354, 581, 582, 583, 584, 585, 586, sayılı parseller bakımından davayı atiye terk etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “......
Asliye Hukuk ve Tuzluca Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, soyadı tashihi istemine ilişkindir. İstanbul 7.Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının Türkiye’de ikametgahı bulunmadığından nüfusa kayıtlı olduğu yere yetkisizlik kararı verilmiştir. Tuzluca Asliye Hukuk Mahkemesi ise, nüfusta kayıtlı olunan yerin ikametgaha karine teşkil etmemesi ve 5718 sayılı Kanun hükümlerine göre yetkisizlik kararı vermiştir. Dosya kapsamından davacının Türkiye’de sakin olduğu yerin ve ikametgahının olmadığı, Nüfusa kayıtlı olunan yerin ikametgaha karine teşkil edeceğine ilişkin kural da yürürlükten kaldırılmıştır....
(soyadı yok) adı ile... merkez...bey köyü nüfusuna bekar olarak kayıtlı, ikincisi ise davacının babası olarak görünen; .... oğlu 01.07.1884 doğumlu.... adı ile ....Köyü nüfusuna kayıtlı olup, TC.Numaraları da farklıdır. Nüfus kayıtlarında ....adlı farklı iki kişi bulunduğuna göre, mahkemece her iki kaydın nüfusa tesciline ilişkin dayanak belgeleri getirtilerek, tek dayanak belgesine göre tescil edilmiş ancak nüfusta nakiller yada tescil sırasında maddi hata yapılıp yapılmadığı araştırılıp, maddi hata niteliğinde ise bunun idarece düzeltileceği, şayet iki kaydın dayanak belgesi farklı ise, davanın her ikisinin aynı kişi olduğunun tespiti olarak değerlendirilerek taraf oluşumu sağlanıp, kanıtlar toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak; Davacı vekili dilekçesinde, müvekkillerinin çevrede "..." soyadı ile tanınıp bilindiğini beyan ederek nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istediğine ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında da kişinin çevresinde tanınıp bilindiği soyadı ile anılmasının ve bunu kayden taşımasının soyadı düzeltilmesi için haklı neden teşkil edeceği kabul edildiğine, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının "..." soyadı ile çevresinde tanınıp bilindiği anlaşıldığına göre; davacının adının düzeltilmesinde olduğu gibi haklı nedenin varlığı kabul edilerek soyadının da düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle soyadı düzeltilmesine ilişkin davasının reddi doğru görülmemiştir....