"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfusta Ana Baba Adı Düzeltilmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 14.02.2012 gün ve 22804-2610 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun md. 303’e göre, babalık davası, ana, çocuk ve baba tarafından açılabilir. Üçüncü kişilerin dava hakkı bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 17.6.2021 tarihli DNA raporu ile davalı ... için nüfusta kayden babası görünen ...’ın babalığının reddedildiği sabit olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi talebinin de kabulüne karar vermekten ibarettir. Davanın nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğu, babalığın tespiti davasının yalnızca ana, çocuk ve baba tarafından açılabilen ve Aile Mahkemesi’nde görülen özel bir dava olduğu sonuç olarak davacının talebinin babalığın tespiti olmadığı gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarında Yanlış Yazılan Ana ve Baba Adının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Aile Mahkemesi kararında; Taraflar arasındaki davada hem baba hem de anne adının düzeltilmesi istenmekle anne hanesinin de değişeceği, hukukumuzda aile mahkemesinde görülebilecek bir "Analık" davasının düzenlenmediği, davanın "Babalık" davası olmayıp gerçek durumu göstermeyen hatalı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek dosyayı merci tayin talebi ile Dairemize göndermiştir. Dosyanın istinaf incelemesinde: Taraflar arasındaki dava ana ve baba adının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin benzer bir davada vermiş olduğu 18/04/2019 tarih ve 2017/9958 esas, 2019/4328 karar sayılı emsal kararında da belirtildiği gibi, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. (TMK'nin mad. 282/1- 2) Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır....
Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir....
Dava adın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden isteneceği; 339. maddesinde ise, çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı; 342. madesinde de, ana ve babanın, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisi oldukları hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dava ana ve baba tarafından açılmış, ancak, davacı annenin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, davacı ...'ın 20/04/2016 tarihli oturumda “eşim Deniz'in ....'ın hastalığı sebebiyle ona refakat etmektedir, bu nedenle gelemedi, buna ilişkin sağlık raporunu ibraz ediyorum” dediği, duruşma tutanağına geçirilmiş ve ibraz edilen sağlık raporu dosyaya konulmuş ise de, davacı annenin mazeretinin kabul edildiğine dair bir karar alınmamıştır....
Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Böyle durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararlarında belirtilmektedir. “… Kaydı düzeltilecek kişinin nüfusta kayıtlı olmaması durumunda, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi olanağının bulunup bulunmadığı sorununun çözümlenmesi gerekmektedir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, ana adlarının tashihi istenen çocuklardan ... dışındakilerin doğum tarihlerinin davacının ...'la evli olduğu döneme rastladıkları, bu kişilerin anne adlarının ... olarak tashihine karar verilmesi durumunda TMK.'nunun 285. ve devamı maddelerinin uygulanmasının söz konusu olabileceği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Bursa 4. Aile Mahkemesi ise, davada çocukların annesinin kim olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, kayıtlara yanlış yazılan anne adının düzeltilmesinin istenildiğini, bu yönüyle davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde karar vermiştir....
Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Nüfusta kayıtlı olmayan kişiler adına kayıtlı taşınmazların idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Eldeki davada davacıların murisi olduğunu iddia ettikleri "... ..." ve "... ...'nin" nüfus kayıtları dosya içerisinde bulunmamaktadır....
(B..) olduğunu, nüfusta anne-babası olarak görülen kişilerin aslında dedesi ve ninesi olduklarını belirterek nüfusa kayıtlı olan baba adının A.., ana adının K.. olarak değiştirilmesini talep etmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısımı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı İkinci Kitabından (m.118 ilâ 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir. Bu nedenle, TMK'nın “hısımlık” başlıklı 282 ilâ 363. maddeleri arasında yer alan soybağına ilişkin davalar, aile mahkemeleri tarafından çözümlenmelidir. Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi gereğince, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine ilişkin davalara bakmak görevi ise asliye hukuk mahkemelerine ait bulunmaktadır....