Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 30. maddesi hükmünde; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Miras bırakanın gerçekte var olduğu; ancak, nüfusa kayıtlı olmadığı, mirasçı bırakmaksızın öldüğü belirlendiği takdirde son mirasçının Hazine olacağı gözönüne alınarak buna göre mirasçılık belgesi verilmesi gerekir. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının miras bırakanın mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Mahkemece verilen yetki üzerine açılan davalarda davanın kabulüne karar verilebilmesi için davacının mirasçı olmasının gerekmediği de kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, mahkemenin yaptığı araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir....
(TMK. m.29) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispatlanabilir. (TMK. m.30) Ömerli ilçesi nüfus kayıtlarında, ... ... 13.02.1997 tarihinde öldüğü yazılıdır. Ölümün bu tarihte vukuu bulduğunun dayanağı olarak Ömerli Askerlik Şubesinin 26.03.1997 tarihli tahkikat yazısı gösterilmiş, dayanak belgeye "imha edildiği" bildirildiğinden ulaşılamamıştır. Aile kütüğüne işlenen nüfus olaylarının dayanağı belgeler ve bunların yedekleri, resmi belgelerdendir. Resmi sicil ve belgelerin içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir. (TMK. m.7/2) Davacı iddiasının dayanağı olarak Suriye makamlarınca düzenlenen, ölümün 16.07.1993'te vukuu bulduğuna dair ölüm belgesini sunmuştur....
Devlet Hastanesince nüfus idaresine ölümün ertesi günü bildirilmiş olması ve ölümün, katılan kurumca bilinebileceği, basit bir denetim ile anlaşılabildiği olayda, sanığın bu durumu gizlemeye ve maaşı almaya devam etmeye yönelik kuruma karşı aldatıcı herhangi bir eyleminin bulunmaması karşısında, sanığın unsurları itibarı ile oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesinde doğrum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir.(TMK md.7)....
Mahkemece, incelenen nüfus kayıtlarına göre murisin yasal mirasçısı bulunduğundan, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, Hazine vekili temyiz etmiştir. Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer.(TMK m. 501) Dosyadaki nüfus kayıtlarında, mirasçılardan ..., ...., .......... ile ..........'nun ölüm hanesinde ölümün araştırıldığı yazmaktadır. Ayrıca ölüm tarihleri nüfus kayıtlarında hiç yazılmamaktadır. Bu durumda mahkemece anılan mirasçıların vefat etmiş iseler vefat tarihlerinin idari yoldan yazılmasının sağlanması, bu mümkün değil ise dava açılmak üzere davacıya süre verilmesi, daha sonra bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak miras paylarının belirlenmesi, ...'ın mirasçısı bulunup bulunmadığının açıkça saptanması, daha sonra bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanığın 04.08.2014 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu, Kanuna aykırı, sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
zorunluluğunun doğduğunu belirterek davacı T1 kızı Göze Altunöz'ün ölümünün tespiti ve nüfus kayıtlarında sağ olarak görülen kaydının düşürülmesine talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; miras bırakanın nüfusa kayıtlı olmadığı, bu nedenle davacı ile arasındaki soybağının kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç toplanan delillere ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. madde hükmünde de; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince, davacı....... İli, ..... İlçesi, ..... Mahallesi cilt ..... hane ..... de nüfusa kayıtlı anneannesi ...............'in baba hanesinde kayıtlı ...'...
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanığın 07/10/2021 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanığın hükümden sonra ... tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 Sayılı TCK.nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ...'ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, diğer yönleri incelenmeyen HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, ... tarihinde oy birliğiyle karar verildi....