TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. TMK'nın 594. maddesi ile “Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....
TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. TMK'nın 594. maddesi ile “Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....
TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. TMK'nın 594. maddesi ile “Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....
Murisin adres ve kimlik bilgilerinin araştırılmalı, nüfus kayıtlarının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden sorulmalıdır. Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde taşınmaz üzerinde yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır....
TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Mahkemece, mirasçı ...'...
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2) Davalılardan Hayrettin Yatan'ın nüfus kayıt örneğine, "5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 33. maddesine göre ölüm araştırması yapılarak araştırma sonuçlanmadığı sürece ölümün hukuki sonuçlarının doğmayacağı" şerh edildiğinden; mirasçısı olduklarını iddia eden davalılara; Hayrettin Yatan'ın ölüm kaydının düşürülmesi ve veraset ilamının çıkarılması ile mirasçılık durumlarınının belirlenmesi için süre verilerek taraf teşkili sağlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Kanife ve Katife'nin aynı kişiler olduğuna dair dayanak belgenin mevcut olmadığını, Ali ve Hüseyin Öztürk'ün hangisinin birinci hangisinin ikinci eş olduğuna ilişkin olarak Şalpazarı İlçe Nüfus Müdürlüğünden idarece kayıt düzeltme ve tamamlama işlemlerinin yapılabileceğini, Trabzon ili Şalpazarı ilçesi Kasımağzı mahallesi C:20 H:46 BSN: 3'de nüfusa kayıtlı Hasan ve Fatma oğlu Şarlı 01/07/1900 doğumlu ölüm tespiti nedeniyle kapalı Hüseyin Öztürk'ün ölüm tarihinin ilgili yönetmelik uyarınca Şalpazarı Nüfus Müdürlüğünce yapılacak kolluk araştırması sonucunda nüfus kaydına işlenebileceğini, ilgili kişiler hakkında Şalpazarı İlçe Nüfus Müdürlüğünden daha fazla bilgi alınabileceğini belirtmiştir. Mahkemece; " Dava, nüfus kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Doğum Ve Ölümün Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 1937 yılında doğan ve 1954 yılında ölen ... ... adında bir ağabeyinin olmasına karşın, müvekkilinin anne ve babasının o tarihte resmi nikahlı olmamaları nedeniyle ağabeyinin nüfusa hiç kaydedilmediğini ileri sürerek, ... ...'ın müvekkilinin anne baba bir kardeşi olduğunun ve bekar olarak öldüğünün tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davacının, nüfus kaydında sağ olarak görünen kardeşi ...'in 1.6.1957 tarihinde ölmüş olduğunun tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Ölümün tespitine ilişkin davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Konut dokunulmazlığını bozmak, Zarar vermek HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa tebliğnamenin tebliği için çıkarılan tebligatın, sanığın öldüğü belirtilerek iade edilmesi nedeniyle, sanığın ölüp ölmediği zabıta aracılığıyla araştırılarak, öldüğünün tespit edilmesi halinde ölümün nüfusa işlenmesi sağlanarak ölüm kaydını gösteren nüfus kaydının dosyaya eklenip incelenmek üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 17.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....