"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı tashihine ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydında soyadı tashihine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkin olmayıp haklı nedenle soyadı değişikliğine ilişkin olduğu ve çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
nün nüfus kaydında soyadı bulunmamakla birlikte, 1960 yılında öldüğü kayden anlaşılmakla, 21.06.1934 yılında kabul edilen Soyadı Kanunu ile her Türk için soyadı taşınması mecburi hale getirildiğinden murisin nüfus kaydındaki soyad eksikliğinin bir yanlışlık veya kayıtların intikali sırasında ihmalden kaynaklanabileceği de göz önüne alınarak bu husus ilgili nüfus müdürlüğünden araştırma yapılması, soyadı varsa tapu kaydındaki şerhe işlenmesi, aksi halde "çoğun içinde az da vardır" kuralınca talep tespit niteliğinde kabul edilerek şerhte adı geçen ...'nün davacının murisi ... ... olduğunun tespitine karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk soyadını; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir....
Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre de, görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur....
Somut olayda, dava konusu taşınmazın kayıt maliki hakkında Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılan müzekkereye cevaben davacının babası ....'in “ölü ...” olarak 1925 yılında yersel nüfus yazımı ile nüfus kütüğüne kaydedildiği, bu tarihte sadece sağ olanların kaydedildiği, daha önce ölmüş olanlara ait kaydın bulunmadığı, kayıt maliki olan ve davacının dedesi olduğu iddia edilen .... hakkında da herhangi bir kayda rastlanılmadığı belirtilmiştir. Diğer bir deyişle davacının dedesi...'e ait bir nüfus kaydı bulunmadığı gibi, 1925 yılında oğlu ... nüfusa kaydedilirken baba adı hususunda “ölü ....” şerhi düşüldüğüne göre, davacının murisinin Soyadı Kanunu'ndan da önce öldüğü açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapuda isim tashihi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 13.10.2009 gün ve 2009/9733 - 10758 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... müdahil vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 214 da 1 ve 2 parseller ile 215 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında murisi ...'nin soyadının yer almadığından "..." soyadı eklenerek kaydın düzeltilmesini talep etmiş, birleşen davada davacılar da murisleri ...’ın ... yazan baba adının ... olarak düzeltilmesini ve yazılmayan soyadı eklenmesini istemişlerdir. Davaya katılan ... ise tapu maliki ... kızı ...’in davacıların murisi olmadığından davanın reddini talep etmiştir. Davalı idare, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....