Mahkemece davacıların soyadı değiştirilme istemleri aynı konuda ikinci kez dava açamayacakları gerekçesi ile reddeddilmiş ise de, bu hususu düzenleyen 25.04.2006 günlü 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeni ile Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edildiği ve kararın 6 Ekim 2012 tarihinde yayınlanmış olup, mahkemenin davayı reddine dair gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan soyadı nizamnamesinin 6. maddesinde "soyadı ya yalnız olarak veyahut "oğlu" ile birlikte kullanılır" hükmü yer almaktadır....
Dosyada mevcut nüfus kaydında murisin baba adı "..." olarak bildirilmiş olmakla beraber, nüfus müdürlüğü yazısında murisin 1944 yılında yapılan yersel yazım ile nüfusa tescil edildiği için aile bağının mevcut olmadığı, babasının nüfus kaydının bulunabilmesi için açık kimlik bilgilerinin gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu konuda bilgi verilmemiş ve mahkemece araştırma yapılmamıştır. Kolluk tarafından yapılan araştırmada ise ... ...'in babasının ... ... olduğu ve bir başka ... ... adında şahıs olduğu bildirilmiştir. Murisin soyadı evlenmekle aldığı soyadı olup tanık beyanlarında murisin babasının "... " olduğu anlaşılmaktadır. ./.. 2009/11668 - 2009/12767 -2- Mahkemece kayıt malikinin baba adının kuşkuya yer vermeyecek ve mülkiyet aktarımına neden olmayacak şekilde araştırması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması yanlış olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'ın da hukukunu ilgilendireceğinden adı geçenin davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip deliller toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi yerine, taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2020/161 ESAS, 2020/376 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davalı T3 vekilinin istinaf başvurusu üzerine Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/161 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 15/12/2020 tarihli 2020/376 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/268 ESAS 2019/125 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2019 tarih 2018/268 Esas 2019/125 Karar nolu kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin nüfus cüzdanından da görüleceği üzere Mehmet ve Adile'nin oğlu olduğunu, müvekkilinin annesinin 3 evlilik yaptığını, müvekkilinin annesinin ilk evliliği olan Mehmet Konar ile olan evliliğinden olduğunu, müvekkilinin annesinin 3. evliliğini yaptığı eşinin vefat ettiğini, 3. evliliğinden 2 oğlu ve 1 kızı bulunduğunu, müvekkilinin annesinin 3....
Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olmadığından 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak ele alınması mümkün değildir. Doğum yerine ilişkin kayıtların ancak bir hata varsa düzeltilmesi mümkün olup, sırf haklı sebeple değiştirilmesine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar 0 8.05.2020 tarih ve 2505 sayılı olup, 9 Mayıs 2020 tarihinde Resmi Gazetede ilan edilen Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinde yurt dışında doğanların doğum yerinin ülke ismi ile birlikte yazılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere, nüfus kütükleri resmi sicillerdir ve belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluştururlar....
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
İlk derece mahkemesince, Soyadı Kanunun 3. maddesi gereğince, yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı, Soyadı Kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle soyadı değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 09/01/2019 tarih 2015/2944 karar sayılı soyadı değişikliği talebinin reddedilmesi nedeni ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiası ile yapılan başvuru sonucu, Anayasa mahkemesince, davacının soy adını değiştirmek istemesi sebebi ile asliye hukuk mahkemesine dava açtığı, mahkemece davacının soy adı değişikliği talebinin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından Soyadı Kanunun 3. Maddesi gereğince, yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı doğrultusunda mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın 18....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı idare temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; soyadının düzeltilmesine karar verilen T1 Nüfus Kaydının incelenmesinde; nüfus kütüklerine evlilik içi doğumdan, baba hanesine baba soyadı olan "Akpınar" soyadı ile tescil edildiğini, babası Orhan Akpınar’ın 22/08/2014 tarihinde ölümü ile dul kalan ve medeni hali dul olarak güncellenen annesi 6 T.C kimlik numaralı annesi Süheyla Akpınar’ın dul olarak evlendiği ve yeni evlilik soyadının "Anaç" olduğunu, bahse konu Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/126 esas, 2020/157 karar no ve 19/08/2020 tarihli soyadı düzeltme davasının da, velayeti altındaki kızı T1 soy isminin, kendisinin yeni evlilik soyadı olan "Anaç" soyadını alması için anne Süheyla Anaç tarafından açıldığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesinin; "Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur....
Nüfus Kanununun 36. maddesinin 1. fıkrasının "b" bendine göre, kocanın soyadı değişikliğinde nüfus müdürlüğü tarafından bunun eş ve ergin olmayan çocuklarının da soyadı yeni duruma uyarlanacağından mahkemece eş ve ergin olmayan çocukların da soyadlarının değiştirilmesine karar verilmesi isteminin reddi gerekirken bu hüküm dikkate alınmadan talebin kabulü yolunda hüküm kurulması, 2-Davacı, nüfus kütüğünde yazılı 10.4.1959 olan doğum tarihinin 15.4.1961 olarak değiştirilmesini istemiştir. Mardin Devlet Hastanesinden alınan 6.12.2005 günlü sağlık kurulu raporu düzeltilmesi istenen doğum tarihini doğrulamakta ise de, (25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti olanaklı bulunmadığından) aslen 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için yeterli sayılamaz. Kaldı ki tanığında davacının doğum tarihi ile ilgili bilgisi bulunmadığı açıktır....