Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ''... oğlu ...'' ile davacının murisi ''... oğlu ... ...''...
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı TMK’nın 27. maddesi hükmü kapsamındadır. Kanun, bu maddede görevli mahkemeyi göstermemiştir. Ne var ki, adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre de, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/117 ESAS, 2021/340 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : DAVALI : Nüfus Müdürlüğü - İstanbul Adalet Sarayı Nüfus Müdürlüğü Temsilciliği B3 Blok 5....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/117 ESAS, 2021/340 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : DAVALI : Nüfus Müdürlüğü - İstanbul Adalet Sarayı Nüfus Müdürlüğü Temsilciliği B3 Blok 5....
Ancak soyadı düzeltilmesi yapılan 631, 640, 594 parsellerde malikin baba adının ... olduğu, davacının nüfus ve diğer parsellerde baba adının ... olduğu görülmekle, bu çelişkinin nedeni açıklanmadan kabul kararı verilmesi doğru değildir. .... kızı ... adlı başka bir şahsın bulunup bulunmadığı gerek Nüfus Müdürlüğünden ve gerekse toplanacak diğer delillerle açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesi doğru görülmediğinden, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 8.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Bu tür davalarda amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik görünen ... oğlu ... ...’in davacının murisi babası ... oğlu ... ... olduğu sabittir. Davacı ile birlikte murisin diğer çocuklarının mahkeme kararıyla nüfus kayıtlarında soyadlarını “...” olarak düzelttirdikleri ancak murislerinin nüfus kaydında soyadının halen “...” olduğu görülmektedir. Davacının murisinin nüfus kaydında soyadı “...” olarak kayıtlı olduğuna göre murisin soyadının “...” olarak düzeltilmesi sonucunda tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Diğer bir deyişle; tapu kaydında nüfus kaydına aykırı şekilde düzeltme yapılamaz. Tapu kayıtlarında davacının murisinin soyadının “...” olarak düzeltilmesi yerine nüfus kaydına aykırı şekilde “...” olarak düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir....
Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bu tür davalarda tapuda herhangi bir nedenle yanlış yazılan nüfus bilgilerinin nüfus kaydına uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Dava konusu 262 parselde, kaydı düzeltilmesi istenen davacının murisi olduğu iddia edilen ... oğlu (ölü) ... ...’in nüfus kaydının bulunamadığı dosyadaki nüfus müdürlüğü cevabi yazısından ve ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1525 esas 2007/257 karar sayılı veraset ilamı içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının murisi nüfusa kayıtlı olmadığına göre tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Diğer bir deyişle bağlantı ve dayanak oluşturacak bir nüfus kaydı yoktur. Bu durumda, tapuda isim düzeltilmesi yolu ile sorunun çözülemeyeceği, nüfus kaydı olmadığına göre tespit hükmü de kurulamayacağı düşünülmeden davanın tümden reddi yerine yargılamaya devamla yukarıda yazılı şekilde tespit kararı verilmesi doğru değildir....
Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıtlarına göre "... ..." nüfus kayıtları ve veraset ilamına göre 1932 yılından önce ölmüştür. Bilindiği gibi, 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilmiş, 02.07.1934 tarihli 2741 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve Kanununun 14. maddesine göre yayınlandıktan 6 ay sonra yürürlüğe girmiştir. Mahkemece kayıt malikinin Soyadı Kanunu yürürlüğe girmeden önce öldüğü, ayrıca nüfusta isminin "... ..." olduğu hususu gözardı edilmiş, kayıt malikinin isminin düzeltilmesi gerekirken talep yanlış değerlendirilerek Soyadı Kanununa göre soyadı eklenmesi mümkün olmayan kişiye soyadı eklenmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 21.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Getirtilen nüfus kayıtlarından, tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... oğlu, ...’un” 25.06.1934 tarih ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce 01.02.1929 tarihinde öldüğü ve soyadı bulunmadığı; yine tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... kızı, ...” soyadı almadan 21.01.1936 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır....
Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden davacının miras bırakanı “... oğlu İbrahim’in” 1933 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız bulunduğundan ve bu nedenle de nüfus kayıtlarına soyadı yazılmadığından davacı miras bırakanının soyadının tapudaki kütük bilgilerine ilave edilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....