Böyle bir durumda 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (a) bendinde öngörülen esaslar uyarınca yapılacak yargılama sonunda hakim, toplanan kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda kararını verecektir. Burada hemen belirtmek gerekir ki 5490 Sayılı Yasanın 36. maddesinin (b) bendi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi (değiştirilmesi) davalarına bir sınırlama getirilmiş bulunmaktadır. Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." ./.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölüm Tarihinin Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili,dava dilekçesinde babası Halil Özdemir'in nüfus kaydında 15.02.1980 olan ölüm tarihinin 15.12.1980 olarak düeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, Halil Özdemir'in ölüm tarihinin düzeltilmesi mirasçılarının hukukunu etkileyeceğinden adıgeçen'in tüm mirasçılarının davaya katılımının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinin (2.) fıkrasının (a) bendinin (1) ve (5) alt bentlerinde, ad ve soyadın değiştirilmesi ile kişisel durum sicillerindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davaların çekişmesiz yargı işi olduğu, aynı Kanunun 383.maddesinde ise, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi görevli bulunduğu düzenlenmekle birlikte, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde "..." olarak nüfusa kayıtlı soyadının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, aile lakabının "..." olduğunu bildirerek nüfus kütüğündeki "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın değiştirilmesi ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenilebilir....
Bu halde davacılar yönünden babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kayden baba gözüken Tahir’in nüfus kütüğüne kaydedilme söz konusu olacağından davacılar ile Tahir arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda davacılar ile Tahir arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır. Aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/03/2021 tarihli ve 2020/8- 269 E. – 2021/228 K sayılı kararında da açıklanmıştır. Davanın belirlenen nüfus kayıtlarındaki düzeltim davası olduğu anlaşılmakla ve asliye 1....
Bu halde davacılar yönünden babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kayden baba gözüken Tahir’in nüfus kütüğüne kaydedilme söz konusu olacağından davacılar ile Tahir arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda davacılar ile Tahir arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır. Aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/03/2021 tarihli ve 2020/8- 269 E. – 2021/228 K sayılı kararında da açıklanmıştır. Davanın belirlenen nüfus kayıtlarındaki düzeltim davası olduğu anlaşılmakla ve asliye 1....
ın veraset belgesi ve nüfus kayıtlarındaki ... adı ... ...'dür. Mahkemece toplanan diğer deliller de bunu doğrulamış olmasına rağmen gerekçeli kararda tapu malikinin ... adının ... ... olarak düzeltilmesi hüküm altına alınmıştır. Davacının istemine, nüfus kaydına, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına aykırı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan sebeple bozulması gerektiği bu defa yapılan inceleme- de anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 10.7.2006 tarih 2006/6691-8176 sayılı ilamının KALDIRILARAK, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 7.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
nın askerlik kayıtlarında "..." olarak geçen baba adının nüfus kaydı gibi "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, babası ...'nın emekliliğine kısa bir süre kala vefat ettiğini, babası ...'ın askerlik hizmetini borçlanmak suretiyle sigortalılık süresine ekletip emekli işlemleri yaptırarak kendisinin babasının maaşından yararlanacağını, ancak, babası ...'ın baba adının nüfus kayıtlarında "..." olmasına rağmen askerlik bilgilerinde "..." olarak geçtiğini bildirerek ... Arşivler Müdürlüğü kayıtlarındaki yanlış yazılan "..." adının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava, davalı kurum kayıtlarındaki baba adının (davacının babasının baba adının) düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Davacı, mükerrer yazılan nüfus kaydını iptal ettirdikten sonra iptal edilen malike ilişkin payın iptali ile kendisi ve kardeşi adına yazılmasını talep etmektedir. Buna göre talep, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi değil, tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilebilir. Tapu iptali ve tescil davalarında ise tapu sicil müdürlüğüne husumet yöneltilemez. Bu nedenle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 28.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacıların ... olan anne adlarının ... olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacıların nüfus kaydında ... olarak görünen anne kayıtlarının gerçek anneleri olan ... olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....