DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça, nüfustaki doğum tarihi olan 16.05.1956 tarihinin gerçeği yansıtmadığı, gerçek doğum yılının 1959 olduğu iddiası ile doğum tarihinin 16.05.1959 olarak düzeltilmesine yönelik işbu dava açılmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından aldırılan sağlık kurulu raporunda, çekilen röntgen grafileri ile kemik yaşının tam olarak belirlenmesi mümkün olmamakla birlikte davacının 60- 70 yaş arasında olduğunun düşünüldüğü belirtilmiştir....
CEVAP: Nüfus Müdürlüğü beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: "... davacı tarafça davacının doğum tarihinin resmi kayıtlarda 29/01/1950 olarak görünse de gerçek doğum tarihinin 25/10/1956 olduğunun iddia edildiği anlaşılmış olup davacının doğum tarihinin öncelikle Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/468 E. 1961/661 K. Sayılı ilamı ile Ağustos-1955 tarihi olarak tashih edildiği daha sonra ise Karaman Asliye Hukuk Mahkemesinin 1966/394 E. 1966/367 K. Sayılı ilamı ile 29/01/1950 tarihi olarak tashih edildiği anlaşılmıştır....
D)İSTİNAF NEDENLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03.08.2013 tarihinde Muğla Yatağan Devlet Hastanesi’nde doğduğunu, doğum tarihinin hastanede 03.08.2013 tarihinde düzenlemiş olduğu doğum belgesi ile sabit olup dilekçemiz ekinde mahkemeye sunulmuş akabinde yerel mahkeme de bu hussuta hastaneye müzekkere yazarak tarafımızca belirtilen doğum tarihi ispatlandığını, T2 ın o dönemde T1 ile resmi nikâhı olmadığından küçük çocuk resmi nikâh yapıldıktan sonra nüfusa kaydı yapıldığını, müvekkilinin nüfusa 01.01.2015 tarihinde babası T1 tarafından yazdırıldığını, ilgili Muğla T4 müvekkilinin 03.08.2013 olan doğum tarihini 01.01.2015 olarak nüfus kaydına yazdığı nüfus kayıtlarında açıkça gözüktüğünü, böyle bir doğum tarihinin kayıtlara geçmesinin tek sebebi çocuğun doğduğu tarihte anne ve babası arasında resmi nikâhın olmamasından kaynaklanmaktadır. zira Asyanur un hastane kayıtlarından da anlaşılacağı üzere doğum tarihinin 03.08.2013 tarihi olması gerekirken nüfus...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, malik olduğu bir kısım taşınmazların tapu kayıtlarında doğum tarihinin 1936 olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki doğum tarihinin nüfus kayıtlarına uygun olarak 1927 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, malikin doğum tarihinin tapu kayıtlarında bulunması zorunlu bilgilerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/138 Esas, 2020/134 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; davanın kabulü ile davacının 01/01/1973 olan doğum tarihinin 01/01/1981 olarak düzeltilmesine dair karar verildiği görülmektedir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, çünkü kişinin doğmadan nüfusa tescilinin yapılmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacının nüfus kaydı incelendiğinde; nüfusta doğum tarihinin 01/01/1973 olarak gözüktüğü, tescil tarihinin ise tıpkı kardeşi Aynur gibi 20/01/1975 olarak gözüktüğü kardeşi Aynur'un nüfusta 01/01/1972 doğumlu olarak gözüktüğü, davacının 11/11/2014 tarihinde boşandığı anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/138 Esas, 2020/134 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; davanın kabulü ile davacının 01/01/1973 olan doğum tarihinin 01/01/1981 olarak düzeltilmesine dair karar verildiği görülmektedir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, çünkü kişinin doğmadan nüfusa tescilinin yapılmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacının nüfus kaydı incelendiğinde; nüfusta doğum tarihinin 01/01/1973 olarak gözüktüğü, tescil tarihinin ise tıpkı kardeşi Aynur gibi 20/01/1975 olarak gözüktüğü kardeşi Aynur'un nüfusta 01/01/1972 doğumlu olarak gözüktüğü, davacının 11/11/2014 tarihinde boşandığı anlaşılmaktadır....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı nüfus idaersi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; T3’nun 20/12/1999 doğumlu Ali isimli kardeşinin olduğunu, düzeltilen doğum tarihine göre iki kardeş arasında 6 aydan az bir zaman farkı bulundugunu, tıbben böyle bir şeyin mümkün olamayacağı gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre doktor raporları, tanık anlatımları ve diğer belgeleri birlikte değerlendirerek öteki kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar vermek durumundadır....
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre bu tür davalarda doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Ancak, 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün değildir. Somut olayda, davacı 01/01/1971 doğumlu olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 s. NHK' nun 15., 31. ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin (doğum tarihinin 10.10.1977 olarak düzeltilmesini) nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının teyzesi ....in, Romanya'dan evli olması nedeniyle eşi ile birlikte Türkiye'ye göçmen olarak geldiğini, vatandaşlığa geçişi sırasında ana-baba adı ile doğum tarihinin yanlış yazılmış olduğunu bildirerek (Romanya Cumhuriyeti resmi kayıtlarında olduğu gibi) ... olan baba adının ....., ..... olan anne adının ....., 1927 olan doğum tarihinin ise; ..... olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, verilen görevsizlik kararı üzerine Aile Mahkemesince bakılarak hüküm kurulmuştur. 5490 s....
ın ölüm tarihinin nüfus kaydında yanlış yazıldığını ileri sürdüğü gözetilerek, davacı tarafa nüfus kaydındaki ölüm tarihinin düzeltilmesi için dava açmak üzere olanak tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava yönünden bekletici sorun sayılması ve ölüm tarihinin düzeltilmesi davasında belirlenecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....