Dava, nüfus kayıtlarının değiştirilmesi iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin 1/c bendi de tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 04.02.2010 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararında da nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 04.02.2010 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda davacı, nüfus kayıtlarında kardeşi olarak yazılan ...'ın gerçek anne ve babasının .... Kasabası Cilt:13 Hane:99'daki ... ve ... olduğunu ileri sürerek mevcut kaydın iptali ile gerçek anne ve babasının hanesine kayıt edilmesini istemiştir....
Davalı nüfus müdürlüğü temsilcisi duruşmada alınan beyanında; isim değişikliği hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu ancak doğum tarihinin düzeltilmesi talebi bakımından kayden engel bulunduğunu ifade etmiştir. İlk derece mahkemesince; 22 yaşından büyük kişilerin kemik yaşının tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, davacının nüfusa tescil tarihinin 07/06/1990 olduğu ve kişi doğmadan nüfusa tescil edilmesi mümkün olmadığından yaş tashihi davasının reddine, isim tashihi davasının kabulü ile isminin Aynur olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı tarafça, reddine karar verilen doğum tarihinin düzeltilmesi talebi bakımındandan yargılama sırasındaki gerekçeler ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarındaki ismin değiştirilmesi talebine ilişkindir....
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Diğer taraftan kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak re'sen yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır....
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler de, 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanununu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 10.maddesi “ “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.” ” ve Yine aynı Yasanın 35.maddesi “ “…(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir… …” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30.maddesi “ “- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesi ile 01.01.1970 olan doğum yılının 07.08.1973 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davacının nüfus kütüğünde yazılı 01.01.1970 olan doğum tarihinin 07.08.1973 olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacının Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda davacının kemik yaşının 35 yaş ve üzeri ile uyumlu olduğu belirtilmiş olup bu rapor ve tanık beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Alınan bu rapor davacı ...'in düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamamaktadır. Ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacı ...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1713 KARAR NO : 2022/1782 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SELİM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2022 NUMARASI : 2022/454 ESAS, 2022/489 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı dava dilekçesinde özetle; Kars ili, Selim ilçesi, Kaynarlı Köyü nüfusunda kayıtlı olduğunu, 1957 tarihinde doğduğunu, nüfus kaydına 03.04.1960 doğumlu olarak tescil edildiğini, yaşının küçük olarak tescil edilmesi sebebiyle bu durumun sosyal yaşantısında bir çok engellerle karşılaşmasına neden olduğunu, gerçek yaşının belirlenmesi için iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, kardeşler arasında iki yaş fark olmasına rağmen kendisinden büyük olanla aralarında 6 yaş farkı olduğunu, nüfusa tescil edilirken küçük yazdırıldığını, gerçek yaşının tespit edilerek nüfus kaydına işlenmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olay yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, davacının doğumundan itibaren nüfusa hiç kaydedilmediği, kendisinden önce ölen ablasının kimliğini kullandığı davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile ileri sürülerek ad-soyad ve doğum tarihinin düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, buna göre doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin Nüfus İdaresine verilmiş idari bir görev olup talebin idari nitelikte olduğu anlaşıldığından, her ne kadar ad ve soyad düzeltilmesine dair karar istinaf edilmemiş ise de, nüfus kayıtlarının oluşturulmasında resen inceleme yapıldığından, ad-soyad ve yaş düzeltilmesi yönünden yerel mahkemece yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek davanın kısmen kabulüyle ad-soyad düzeltilmesi talebinin kabulüne, yaş düzeltilmesi talebinin ise reddine karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava ...çesinde, yaş ve doğum yeri kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ... ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 15.08.1969 doğumlu ... arasında düzeltilen doğum tarihine göre sadece 23 güne yakın bir zaman süresi bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapması tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların yek diğeri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfusta yaş düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ... ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 07.06.1993 doğumlu ... arasında düzeltilen doğum tarihine göre sadece 5 ay 25 güne yakın bir zaman süresi bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapması tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların yek diğeri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir....