Yürürlükten kaldırılan 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nda tespit davalarına yer verilmemişken; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-c maddesinde, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak "tespit davaları"na da yer verilmiştir. O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Nüfus kayıt örneği....
O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, bir kısım talepler yönünden nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması ve bir kısım talepler yönünden de soybağının düzeltilmesi istemi niteliğinde ise, nihai talebi bir bütün oluşturan ve biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendiren bu uyuşmazlığın, bütün olarak özel yetkili aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde ve halen iddia edilen genetik annenin evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının silinip genetik anne adının yazılması ve kayden baba olan kişinin isminin silinmesi talepleri yönünden nüfus kayıt düzeltim davası olmakla birlikte, birleştirilen dava ile nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğindedir....
Hatalı sicilin ortadan kaldırılması da, Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine dayalı nüfus kayıt düzeltim davası ile sağlanır ve bu davada nüfus idaresinin hasım gösterilmesi, davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenle, davanın nüfus kayıt düzeltim davası olduğu şeklinde nitelendirilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Açıklanan yönde karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 26.09.2013 gün ve 560-1143 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Kayıt maliki “... oğlu ...” , “ ... oğlu ...“ ve “ ... oğlu ... “ isminde birilerinin olup olmadığının Nüfus Müdürlüğünden sorulması; Davacıların mirasbıranı olan “ ... oğlu ... “ ye ait anne, baba ve kardeşleri gösterir aile nüfus kayıt örneğinin Nüfus Müdürlüğü'nden istenip, evraka eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan; davacının son (evlilik) nüfus kaydına göre evlenmekle "Haymana" soyadını aldığı, belirlenmiş olup nüfus kaydında olmadığı halde kızlık soyadının tapu kaydına eklenmek suretiyle yazılmasına karar verilmesi de isabetsizdir..." gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verildiği ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davacı tarafından açılan Nüfus Kayıt düzeltim davasının kesinleşmesinin beklenildiği v 28/04/2016 tarihli 10. Celsede mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kesinleştkiği ve Sulh Hukuk Mahkemesinin esasına kaydının yapıldığı görülmüştür. Tespit edilen olgulara göre, davacı tarafından tapuda kayıt düzeltim istemine ilişkin açılan davanın yapılan yargılaması sonunda Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2015 tarih ve 2014/291 Esas, 2015/170 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1....
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 4838 parsel sayılı taşınmazın, 21.06.1999 tarihinde Mustafa oğlu ... adına senetsizden tespit ve tescil edildiği, dosya arasına alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre kayıt maliki ... oğlu ...’un 17.06.1999 tarihinde öldüğü ve mirasçı olarak geriye eşi ve çocuklarının kaldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacıların mirasbırakanları ile aynı ismi taşıyan bir kişi bulunduğundan istek tapu iptali ve tesciline ilişkindir. Bilindiği üzere; tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİPAŞA SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2014 NUMARASI : 2013/519-2014/629 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... ada .. parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olduğunu, nüfus kaydında doğum tarihi 1967 olmasına karşın tapu kaydında 1961 olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapuda yanlış yazılan doğum tarihinin nüfus kaydına uygun biçimde düzeltilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle düzeltim isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi B. K.'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Aile Mahkemesi tarafından ise, "Baba adının Şahmeran olarak düzeltilmesi istemi yönünden davanın soybağına ilişkin bulunduğu belirtilerek, bu talebe ilişkin dava tefrik edilerek mahkemenin ayrı esasına kaydedilmiş; geriye kalan nüfus kayıtlarında düzeltim yapılması talepleri yönünden ise asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle" mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Somut olaya gelince, davaya konu çocuk Sibel'in doğduğu tarihte, iddia olunan anne ve babanın evli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava, anne adının değiştirilmesi ve baba adının nüfus kaydından silinmesi talepleri yönünden, "gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" davası, baba adının Şahmeran olarak yazılması talebi yönünden "soybağı" davasıdır. Mahkemece, soybağına ilişkin talep yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş; eldeki dava "hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi" talebinden ibaret kalmıştır....
Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının, gerçek babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....