Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi ve doğum yeri yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tescile dayanak yapılan işlemde düzeltilmesini gerektirir bir hata yapılmışsa bu hatanın tüzüğün 87.maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Böyle olunca esasen kütükteki bilgiler arasında yer almayan doğum tarihi ve doğum yerinin mahkemece kütüğe eklenmesi doğru görülmemiş,ayrıca davacının baba adının da tapu kaydında doğru olarak bulunduğu görülmüştür. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden, davanın reddi yerine, yazılı olduğu şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.7.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda, ....Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, davaname ile, davalı ...'ın, dedesi ... ... nüfusuna kaydettirildiği, gerçekte babasının davalı ... olduğu iddiasıyla, davalı ...'ın, tespit edilen baba isminin nüfus kütüğüne işlenmesi istemiyle dava açıldığı, nüfus kayıtlarına göre davalı ...'ın doğum tarihinin 01/08/1988 olduğu, gerçek baba olduğu ileri sürülen davalı ...'ın ise küçüğün doğum tarihi itibariyle evli olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı ...'ın genetik babası olduğu ileri sürülen ...'...
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
nın nüfus kaydında doğum tarihi 01.06.1993 olmasına karşın, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 07.07.1993 olarak yazılması, yine düzeltilen doğum tarihinin ay gün baki kalmak kaydıyla denilmesine karşın 07.07.1989 olarak düzeltilmesi doğru değil ise de, bu durumun düzeltimesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının birinci bendinin ikinci satırında yer alan "07.07.1993" yerine "01.06.1993" yine üçüncü satırında yer alan "07.07.1989" yerine "01.06.1989" yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 29.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
Görülüyor ki bunların arasında malikin doğum tarihi ile doğum yeri yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa bu hatanın tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki kurallar araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Böyle olunca tapu kütüğündeki doğum tarihinin mahkemece eklenmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....
İncelenmesinden, davacının doğum yeri kaydında Hoten/ÇİN yazdığı anlaşılmıştır. Davacı 10/06/2020 tarihinde; 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 12/c bendi uyarınca Cumhurbaşkanlığının08/06/2020 tarihli ve 20609 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığı geçtikleri, 5075 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 29/1. maddesi ile 138/1- b maddesi uyarınca yurt dışında doğanların nüfus kaydına doğdukları yer ile ülke adının yazılacağının belirtildiği, davacının hakkında da bu hükümlerine göre nüfus kayıt işlemi yapıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacıların doğum yerinin düzeltilmesi talebine ilişkin olarak açmış oldukları davanın reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
ülkesinde doğduğuna dair herhangi bir belge nüfus müdürlüğünde mevcut ise dava dosyasına neden sunulmadığının izah edilemediğini, yerel mahkeme tarafından nüfus müdürlüğüne müzekkere yazılmış olsa idi müvekkiline ait yazılı bir kayıt belgesinin bulunmadığının anlaşılacağını, doğum yerinin nüfus cüzdanında belirlenmesinin yazılı bir belge ile ispatlanması hususunda herhangi bir yazılı mevzuatın olmadığını, bu nedenlerle yerel Mahkemece verilen hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine yada ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasını ve müvekkilinin nüfus kaydında tescil edilen doğum yerinin Van/TÜRKİYE olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olaya gelindiğinde; davacının 08/08/2021 tarihinde Türk vatandaşlığı kazandığı, dosyada mevcut vatandaşlığa alınmaya esas dayanak başvuru formunda doğum yerinin Hotan/ÇİN olarak yazıldığı, dava dilekçesinde doğum yerinin hatalı yazıldığı iddiasının bulunmadığı, Çin'de soykırım olması nedeni ile Türkiye'ye geldiği, sık sık yurt dışına çıkması gerektiğini, hayati tehlikesinin olduğunu gerekçe olarak belirttiği, doğum yerinin hatalı yazıldığı iddiasının bulunmadığı açıktır. Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olmadığından 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak ele alınması mümkün değildir. Doğum yerine ilişkin kayıtların ancak bir hata varsa düzeltilmesi mümkün olup, sırf haklı sebeple değiştirilmesine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır....
'in her ne kadar nüfus kaydında anne hanesinde ... olarak kayıtlı ve yine doğum tarihi 15.06.1998 olarak kayıtlı ise de gerçek annesinin ... olduğu ve 2000 yılında doğduğu anlaşıldığından davalılardan ...'in nüfus kaydında annesi olarak gözüken ...i'nin kaydının iptali ile ...'ın ...'in annesi olarak nüfusa kaydına, davalılardan ...'in doğum tarihinin ay ve günü aynı kalmak üzere 2000 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Adana 10. Asliye Hukuk Mahkemesi; davalı ...'ın güncel ikametgah adresinin... ili,... ilçesi,... mahallesi, 1.Sokak, No:7 olduğu, kendi talebi ile davanın Lice Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesini talep ettiği, dosyanın kapsamı dikkate alındığında ...'ın biyolojik anne olup olmadığının tespiti için DNA raporu alınması gerektiği, davanın Lice Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesinin usul ekonomisine daha uygun olacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Lice Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise; düzeltilmeyi isteyen şahsın ... olduğu ...'...