Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesi ve yönetmelik 60. Maddesi uyarınca açılan yaş tashihi istemine ilişkindir. Davacı taraf 01/02/2005 olarak görünen doğum tarihinin 01/02/2004 olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Nüfusta yaş düzeltim davalarında tescil engeli olup olmadığı hususunun re'sen araştırılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacıya ait nüfus kayıt tablosunu incelenmesinde, Davacının kardeşi Adem'in 01/10/2003 doğumlu olduğu, mahkemenin davacının doğum tarihini 01/02/2004 olarak değiştirmesi halinde tescil engelinin oluşacağı anlaşılmakla davacının doğum tarihinin tescil engeli oluşacak şekilde 01/02/2004 olarak değiştirilmesine karar verilmesi yerinde olmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yaş tashihine ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ve ...Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, yaş düzeltimi istemine ilişkindir. ...1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, yaşının tashihi istenen ...'un, nüfus kaydı yerleşim yeri adresinin ... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yaşının düzeltilmesi istenilen...'in yerleşim yerinin ...Mahallesi,...olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davaname ile küçük...'un yaşının düzeltimi talep edilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36....

    (HMK. md.33) Davacı, dava dilekçesinin başında haklı sebep ile isim tashihi istediğini belirtmiş ise de, istem sonucu ile dilekçe bir bütün olarak değerlendirildiğinde, isminin gerçekte ... olmasına rağmen tescil sırasında sehven ... şeklinde yazılması nedeniyle gerçeğe aykırı kaydın düzeltilmesini istediği sonucuna varılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu niteliği itibariyle 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesinde düzenlenen ve çekişmesiz yargı işi mahiyetindeki haklı sebebe dayanan isim tashihi istemi ile ilgisi bulunmayan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Zonguldak 1....

      Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Diğer taraftan kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak re'sen yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır....

      Somut olayda, nüfus kaydında anne adı ...olan ...'un, anne adının ... olarak tashihi istenmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-a maddesinde Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları,düzelt- meyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Yerleşim yerinden kasıt, nüfus kaydı düzeltilecek kişinin yerleşim yeridir. Dosya kapsamından davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olduğu, nüfus kaydı düzeltilecek ...'ın yerleşim yerinin ... İlçesi sınırları dahilinde olduğunun anlaşılması karşısında uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava konusu olayda, davacı 55 yaş koşulunun gerçekleşmesi açısından doğum tarihinin 1949 yılından 1946 yılına çekilmesini istemiş ve buna ilişkin mahkeme kararına dayanmıştır. Oysa incelenen yaş tashihi dosyasında, davacının 50 yaşını doldurmuş olduğu ancak bu yaştan sonra kesin yaş tayini yapılamadığı Adli Tıp uzman raporu ile bildirilmiş, hüküm ise istenen yaşa uygun olarak 1946 tarihi esas alınarak oluşturulmuştur. Ne var ki, bu sonuç kesin bir belirleme olmayıp, biyolojik ve tıbbi gerçeklere uymadığı gibi 23.08.1965 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna tescil edilen davacının 13.04.2001 tarihinde kesinleşen mahkeme ilamı ile yaş tashihi yapması salt yaşlılık aylığına hak kazanması için bu yola başvurulduğu, kimsenin muvazaa ile kanun amacına aykırı hareket etmeyeceği de nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          e ateş etmek suretiyle öldürdüğü olayda; suça sürüklenen çocuk ...’nin 5237 sayılı TCK.nun 37. maddesi uyarınca fail olarak cezalandırılması gerekirken, yardım eden olarak cezalandırılması suretiyle eksik ceza tayini, 2) Suça sürüklenen çocuk ... yönünden, sanık Ramazan ile kan bağı bulunmadığı hususu dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk ... hakkında 82/1-j maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, 3) Suça sürüklenen çocuk ... hakkında bozma öncesi yaş tashihi kararı verildiği, bu hususun nüfus müdürü çağrılmadığı gerekçesiyle Dairemizce bozma nedeni yapıldığı, bozma sonrası suça sürüklenen çocuk ... hakkında Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesince yaş tashihi kararı verildiği ve bu kararın kesinleşmiş karar olduğu gerekçe gösterilerek yeniden yaş tashihi hakkında karar verilmemiş ise de; söz konusu Hatay 1....

            Hastanesinden alınan 28.01.2008 tarihli sağlık kurulu raporu içeriğine göre suç tarihinde 17 yaşında olduğu anlaşılan mağdurenin yaşına ilişkin nüfus kaydının tashihine engel bir hal bulunup bulunmadığı araştırılarak, engel hal yoksa CMK.nın 218/2. maddesi uyarınca yaş tashihine karar verilip gerekçeli kararda da gösterilerek buna göre suç vasıflarının tayini gerekirken, yaş tashihi yapılmadan mağdure 17 yaşında kabul edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın, 15/12/1996 olan olan doğum tarihinin, ..... 11/06/2009 tarih, 2008/414 Esas ve 2009/177 Karar sayılı kararı ile 15/12/1991 olarak düzeltildiği ve anılan kararın 31/07/2009 tarihinde kesinleştiği, ..... 11/09/2009 tarih ve 2009/164 Esas ve 2009/206 Karar sayılı kararı ile sanığın doğum tarihinin, ikinci kez 15/12/1989 olarak düzeltildiği ve bu kararın da 20/10/2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın nüfus kaydına doğum tarihi olarak 15/12/1989 tarihinin yazıldığı, bir kişi hakkında ancak bir kez yaş tashihi yapılabileceğinden,..... kararı hakkında yargılanmanın yenilenmesi yoluna gidilerek yapılan yargılama sonucunda, ..... 15/03/2011 tarih, 2011/43 Esas ve 2011/49 Karar sayılı kararı ile ........

                kayıt düzeltme ya da yaş tashihi olup olmadığı irdelenerek, kayıt düzeltme olduğunun tespit edilmesi halinde düzeltilmiş doğum tarihine göre 18 yaşın ikmal tarihi dikkate alınıp, yurtdışı hizmet borçlanma başlangıç tarihi belirlenerek karar verilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu