İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YGHK, 11/02/1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
in nüfus kaydında çocuğu olarak gözüken ... ve ...'ın gerçekte murisinin çocuğu olmadıklarından bahisle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, davanın nesebin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile mahkemesi ise, davacının talebinin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.)...
Dava, açıklanan niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
un annesi olarak gözüken "..." adının "..." olarak değiştirilmesi yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemi, soybağının kurulması istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise,davanın 5490 sayılı nüfus hizmetleri kanunu 36. Maddesinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltme davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda,davacı,annesi ...'un gerçek annesinin dedesi ...nin 2. eşi ...nin çocuğu olmasına rağmen, dedesinin 1. eşi olan ...Üzerine tescil edildiği belirtilerek, nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiği, Nebahat Baaytemur'un gerçek babasının kütüğüne tescil edildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır....
nun oğlu olduğunun ve onun adına nüfus kütüğüne tescilinin yapılması amacı ile gerekli tespitin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar” ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki bu dava, uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. TMK'nın 282. maddesi uyarınca "çocuk ile annesi arasındaki soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme ile de kurulur."...
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının annesinin .... olup......'un anne ve babası olmadığı yönündeki talebi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talebi olan; ....'in, davacının gerçek babası olduğunun tespiti ise babalık davası niteliği ile aile mahkemesinin görevi kapsamındadır....
Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki ... olan baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik baba olan ...'nın nüfus hanesine kayıt edilmesi istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Bu dava yönünden herhangi bir süre sınırlaması da bulunmamaktadır....
Silifke 3.Asliye Hukuk Mahkemesi; davacının, Özlem Yunt bakımından nüfus kaydında değişiklik yapılması talebinin soybağı davası niteliğinde olduğu ve aile mahkemesinin davaya bakmaya görevli olduğu kanaati gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiş, davaya bakma görevinin Silifke Aile Mahkemesinin olduğunu belirterek dosyayı Silifke Aile Mahkemesine göndermiştir. Silifke Aile Mahkemesi kararında; gerçeğe aykırı şekilde, yanlış beyanla oluşturulan sicilin düzetilmesi niteliğinde olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek dosyayı merci tayin talebi ile Dairemize göndermiştir....
Dolayısıyla artık nüfus kayıtlarında aynı konuda ikinci defa düzeltme yapılmasının önünde kanuni engel kalmamıştır. Davacının babası ... 27.09.1980 tarihinde ölmüş olup, nüfus kaydı kapalı konumdadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı her ne kadar murisi ...'nın nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş ise de, çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, düzeltme davası içinde tespit isteminin de bulunduğu dikkate alınarak, nüfus kayıt düzeltme davalarının diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan; hakim doğru sicili oluşturmak zorundadır. Açıklanan bu durum karşısında, doğum tarihi düzeltilmek istenen ...'...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer ... doğru olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile ... durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi ... hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer ... bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının ... durumu yansıtmadığı, ... yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....