Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/144 KARAR NO : 2022/612 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜROYMAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2021 NUMARASI : 2021/73ESAS- 2021/197KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : A-TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Soyadlarının "Dinç" olduğunu ancak bulundukları bölgede "Dinç" soyadının çok fazla kullanılması nedeniyle karışıklığa neden olduğunu, kendisi, eşi ve çocuklarının soyadlarının "Dinçer" olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus idaresi temsilcisi: davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirtmiştir....
Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Kanununun öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve kanunun buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun tespiti gerekir. Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ad ve soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/58 esas, 2021/120 karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın REDDİNE," karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/58 esas, 2021/120 karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın REDDİNE," karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357....
Davacı taraf, isim ve soyisiminin sosyal yaşamda ve çevrelerinde alay konusu olması nedeniyle T1 isminin İrem olarak düzeltilmesini, Kara olan soy isminin ise Çakmak olarak değiştirilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı idare temsilcisi tarafından mahkemece davacının soyadı tashihi hakkında verilen kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle davacının soyadı tashihi konusunda istinaf yoluna başvurulmuştur. Özel hukuk açısından ad, kişiyi tanıtan ve onu diğer bireylerden ayırmaya yarayan bir kavramdır. Kendine özgü kişiliği ve özvarlığı olan her birey, başkalarından adıyla ayırt edilir, toplum ve ailesi içinde bununla yer alır. Onun içindir ki her kişinin bir adının olması ve adının nüfus siciline yazılması yasayla zorunlu kılınmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2020 NUMARASI : 2020/31 ESAS, 2020/173 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/31 E. 2020/173 K. sayılı dosyasında 22/06/2020 tarihli kararına karşı davacı vekilince 17/06/2021 tarihli istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle hazırlanan inceleme raporu ile yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1961 yılı Gürcistan doğumlu olduğunu, adının Eliza TSITSKISHVILI iken evlenme yoluyla Türk Vatandaşlığını kazanması ile T1 olarak Türk Nüfus Müdürlüğüne kayıt edildiğini, müvekkilinin önceki adı ve soyadı olan Eliza TSITSKISHVILI ibaresinin de yeni nüfus kaydına eklenmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı nüfus temsilcisi cevap olarak; davacının önceki isminin nüfus kayıt örneğinde göründüğünü, dava açmakta hukuki yararının olmadığını, takdirin mahkemede olduğunu beyan etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Nüfus Müdürlüğü vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacının Şirin olan adının 2525 sayılı Kanunun 3. maddesine aykırı adlardan olmadığını, imla - yazım hatası bulunan ve genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılanan adlardan olmadığı gibi davanın bu haliyle ile kesinleşerek davacının adının ve soyadının T1 olarak düzelmesi halinde toplum tarafından gülünç karşılanma durumunun ortaya çıkacağını ve her durumda davacının bu durumu açıklamaya çalışacağını, mevzuatta ad ve soyadın aynı kelime olacağına ilişkin her hangi bir düzenleme bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, Ad ve Soyadı Düzeltilmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 27. maddesine göre adın ve soyadının değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı, aynı Kanun'un b fıkrasında da ad ve soyadı düzeltmelerinin bu kapsamda bulunduğunun kabul edildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Davacının, nüfus kaydına hatalı kaydedilen adının düzeltilmesine ilişkin talebinin adın ve soyadının değiştirilmesi değil, yanlış kaydedilen adın ve soyadının 2013/12372 2013/11993 düzeltilmesi olduğu anlaşılmaktadır....
Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda davacı, babasının anne adının nüfusa Durdu olarak kaydedildiğini, gerçekte adının Dürdane olduğunu, diğer yandan ...'nin nüfus kayıtlarında bekar ve çocuksuz olarak göründüğünü ancak öldüğünde evli ve çocuklu olduğunu belirterek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Davacının talebi ismin değiştirilmesi değil, nüfus müdürlüğünün yaptığı işlemin düzeltilmesidir. Bu nedenle 5490 Sayılı Kanunun 36/1-a-b maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....