"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki isim tashihine ilişkin davada ... 15.Asliye Hukuk ve ... 15. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının "..." olan adının “...” olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, nüfus kaydında ad ve soyadı değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, HMK 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemeninde Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendi uyarınca görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, bu hususta özel kanunda açık düzenleme bulunduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacıların velayeti altındaki küçüğün nüfus kaydındaki adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadı düzeltilmesine ilişkin davalar, diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgilendiren davalardandır. TMK'nın 27. maddesine göre adın ve soyadının değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından haklı sebebin var olup olmadığı her bir davada özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, işin esasına girilerek gösterilecek deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, işin esasına girilerek gösterilecek deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kütüğünde "..." olan anne adının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde "..." olan anne adının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda Cumhuriyet Savcısı ile Nüfus Müdürü veya Memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 1. ... Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfusta anne adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın soybağına ilişkin olduğu ve ... Mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... Mahkemesi ise, anne ile çocuk arasında soybağının doğumla kurulduğu, bu nedenle nüfus kaydında anne adının değiştirilmesi davasının nüfus kaydının düzeltilmesi istemli dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Yapılan değerlendirmede; davacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayıp geçici koruma kapsamında ülkemize giriş yaptığı ve T4 tarafından kendisine nüfus kütüğüyle ilgili bulunmayan geçici koruma kimlik belgesi düzenlendiği, bu işlemin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari nitelikte olduğu, bu sebeple davacının talebinin nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp geçici koruma kimlik belgesindeki ad, soyadı, anne ve baba adı, doğum yeri ve doğum tarihi bilgilerinin düzeltilmesine yönelik olduğu, bu yönüyle dava konusu talebin Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, geçici kimlik belgesindeki düzeltme işlemlerinin idari işlem kapsamında olduğu, bu sebeplerle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m.2/1 hükmünde belirtilen dava türlerinden olması nedeniyle uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği (aynı mahiyette bkz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2020/498 ESAS, 2021/19 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/498 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 21/01/2021 tarihli 2021/19 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı dava dilekçesinde özetle; küçük yaşından beri tek başına yaşayıp sonrasında cezaevine girip çıktığını, yakın çevresine soyadını "Yasak" olarak tanıttığını, ailesine ve geçmişine bağlılığı olmadığı için mevcut soyadından rahatsız olduğundan "Günden" olan soyadının "Yasak" olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Nüfus İdaresi, takdiri mahkemeye bıraktığı anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Kocaeli 4....
Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2019/2 Sayılı satış dosyasında Tapunun Bursa İli, Nilüfer İlçesi, Görükle Sakarya Mah. 5287 ada, 8 parselinde kayıtlı taşınmazda hissedarlardan Ayşe Çından' ın baba adının tapuda Osman olarak geçtiği nüfus kayıtlarında Bayram olarak gözüktüğü, tapuda hissedarın baba adının düzeltilmesi için mahkemece yetki verildiğini, tapu müdürlüğüne yapılan düzeltme başvurusunun reddedildiğini belirterek tapunun Bursa İli, Nilüfer İlçesi Görükle Sakarya Mah. 5287 ada 8 parselinde kayıtlı taşınmazda hissedarlardan Ayşe Çından' ın tapuda Osman olan baba adının Bayram olarak tashihine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tapu Müdürlüğü vekili; davanın usul ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur....
Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad ve soyadı değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır....