Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacı tarafından nüfusa kaydedilen "Aydın" isminin, "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince;İsmin değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı H.M.K.'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, H.M.K. 383. maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a-b fıkraları gereğince asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 27. maddesi hükmü "Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir."...

    Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacı tarafından nüfusa kaydedilen "Naciye" isminin, "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 5.Asliye Hukuk Mahkemesince, İsmin değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı H.M.K.'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, H.M.K. 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a-b fıkraları gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 27.Maddesi hükmü"Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir."...

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; babasının "..." olan soyadının doğmadan önce babasının açtığı dava sonucu "..." olarak değiştirildiğini ileri sürerek bu kez kendisi soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş mahkemece, davacının babasının açtığı dava ile "..." olan soyadının "..." olarak düzeltildiği ve aynı konuya ilişkin nüfus davasının birden fazla açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre; adın ve soyadın değiştirilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda; 28.01.1991 doğumlu olan davacının doğumdan sonra velayet altında bulunduğu dönemde babası tarafından, ergin olduktan sonrada kendisi tarafından açılıp kesinleşen bir dava bulunmadığı dikkate alınmadan yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

        Davacı dilekçesinde, çevrede adının "..." aile soyadlarının da "..." olarak tanınıp bilindiğini, nüfus kütüğünde adının ..., soyadının ... olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek adının ..., soyadının ... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Medeni Kanunun 27. maddesine göre, haklı sebebin varlığı halinde adın ve soyadın değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında da kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ad ve soyadı ile anılmayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. Bu itibarla davacının bildireceği tanıklar dinlenerek toplanacak tüm deliller sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talebinin haklı nedene dayanmadığı adı ve soyadının Türk Dil Kurumuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davacının oğlu ..... t'in adındaki ...isminin "Lukas Hans" olarak düzeltilmesini ve çocuğun soyadının babasının soyadı olan "Klemp" olarak değiştirilmeni istemiş, mahkemece adın değiştirilmesine yönelik istem kabul edilmiş, soyadın değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının ...olan soyadının ... olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının nüfus kayıtlarında soyadı ...olarak geçiyorsa da iş ve yerleşim çevresindeki tüm tanıdıklarının ... olarak bildiklerini ileri sürerek soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, 64 yaşındaki davacının bu yaşına kadar mevcut soyadını kullandığı ve bir takım haklar elde ettiği ve aleyhine icra takiplerinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmüne göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir....

              Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı, bu hususta özel kanunda açık düzenleme bulunduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....

                Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, esasen davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

                  Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, esasen davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

                    Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut başka sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu