Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar T2nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların değiştirilmesi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi anlaşılır. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş, kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/250 ESAS, 2021/93 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Gülsevin Uçan'ın Mersin 4....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/116 ESAS 2022/274 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İzmir 3....

    nun nüfus kayıtlarının incelenmesinde soyadı ... iken Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.02.1980 tarih ve 1980/4 esas 1980/12 karar sayılı ilamı ile Yabukoğlu olarak tashih edildiği, adı geçenin tashih tarihinde reşit olmadığı, babasının açtığı dava sonucu düzeltimin yapıldığı anlaşılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b maddesi ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, son cümlesinde de nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür. Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının nüfus müdürlüğü tarafından yukarıda sözü edilen madde hükmü gereğince değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez....

      Dava, nüfus kayıtlarının değiştirilmesi iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin 1/c bendi de tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....

      İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının reşit olmadığı dönemde babası tarafından açılan dava sonucu yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabulü yönündeki hükmünün onanması gerektiği görüşündeyim....

        Yavuzarslan” olarak, yine “... kızı ...”nın nüfus kayıtlarına göre baba adının “...” olduğu anlaşıldığından tapu kaydındaki kimlik bilgilerinde “...” olarak yazılan baba adının “...” olarak düzeltilmesi doğru ise de nüfus kayıtlarında adı “...” olduğu halde hüküm sonucunda kimlik bilgilerinin “... kızı ... Yavuzarslan” şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, Dairemizin daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere getirtilen nüfus kayıtlarından, tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... oğlu Yonus’un” 25.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce 01.02.1929 tarihinde öldüğü ve soyadı bulunmadığı, yine tapu maliki olduğu iddia edilen davacının murisi “... kızı ...” soyadı almadan 21.01.1936 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle, nüfus kayıtlarında soyadı bulunmayan bir kişinin tapu kaydına soyisminin yazılması mümkün değildir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kabul hükmüne karşı, müdahil vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu kez müdahil vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, ad düzeltilmesi istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-d maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemesince soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda verilen kararlar kesin olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Bölge Adliye Mahkemesi kararında temyiz yolunun açık olarak gösterilmesi bu sonucu değiştirmez....

            Mahkemenin ret kararı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin (1.) fıkrasının (b) bendinde yer alan "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" şeklindeki hükmüne dayanmaktadır. Bu hüküm, Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 tarihli 2011/34-48 sayılı kararıyla iptal edilmiş, iptal kararının 06.10.2012 tarihli 28433 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla, sözü edilen hüküm yürürlükten kalkmıştır. Dolayısıyla artık nüfus kayıtlarında aynı konuda ikinci defa düzeltme yapılmasının önünde kanuni bir engel kalmamıştır....

              UYAP Entegrasyonu