Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.08.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim ve doğum tarihi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın soyadı düzeltilmesi talebi yönünden kabulüne, tapuda doğum tarihi hanesi bulunmadığından bu konudaki talep hakkında karar ittihazına yer olmadığına, dair verilen 25.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı 13.08.2007 tarihli dilekçesiyle 278 ada 122 sayılı parsel 210 m2 arsalı kargir ev cinsli taşınmaz maliki murisi babasının tapuda .... oğlu ... .... yazılı soy isminin nüfus kaydına uygun olarak "..... oğlu ... ....."...

      Somut olaya gelince, tapu kaydındaki paydaşlar ile nüfus aile kayıt tablolarının örtüşmesi ve yapılan araştırmaların sonucuna göre tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi doğru ise de 4 ve 6 sayılı parsellerde paylı malik olan “...”nın kimlik bilgilerinin soyadı ve baba adı eklenmek suretiyle düzeltilmesi gerekirken “...” denilmek suretiyle eşinin adının düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Adlı” olarak kaydedildiğinden söz konusu kaydın nüfus kaydına uygun olarak “...” olarak, davacının murisi ...'nun tapu kaydında soyadı “ çatal, atıl” olduğu ve baba ismi “...“ iken"...” olarak kaydedildiğinden, soyadı yazılı olmayan taşınmazlar bakımından soyadının eklenmesi ve soyadının “...” olarak, baba isminin "...” olarak düzeltilmesi talep edilmiştir. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ile soyadı, baba adındaki yanlışlıkların düzeltilmesi istenebilir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2021/68 ESAS, 2021/221 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/68 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 24/06/2021 tarih ve 2021/221 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2021/68 ESAS, 2021/221 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/68 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 24/06/2021 tarih ve 2021/221 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....

          Sonuç olarak; Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olup soyadı almayan veya herhangi bir nedenle nüfus kaydı bulunmayan kişilerin nüfus siciline tescilleri ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de; bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alındığında, “tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir. Bu şekilde bir tespit hükmü kurulması usul ekonomisine de uygun düşecektir. Davaya konu olayda artık tapu malikinin nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden mahkemece davacıların talepleri doğrultusunda bir tespit hükmü kurulması gerekirken kaydın düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Sonuç olarak; Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olup soyadı almayan veya herhangi bir nedenle nüfus kaydı bulunmayan kişilerin nüfus siciline tescilleri ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de; bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alındığında, “tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir. Bu şekilde bir tespit hükmü kurulması usul ekonomisine de uygun düşecektir. Davaya konu olayda artık tapu malikinin nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden mahkemece davacıların talepleri doğrultusunda bir tespit hükmü kurulması gerekirken kaydın düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır....

              /a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı, aynı Kanun'un b fıkrasında da ad ve soyadı düzeltmelerinin bu kapsamda bulunduğunun kabul edildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin .../a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. . Davacının, nüfus kaydına hatalı kaydedilen oğlunun adının düzeltilmesine ilişkin talebinin adın ve soyadının değiştirilmesi değil, yanlış kaydedilen adın ve soyadının düzeltilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, 5490 sayılı Kanun'un 36/......

                Dairemizin 19.02.2021 tarih ve 2021/100Esas-2021/102 Karar sayılı kaldırma kararında; davacı taraf dava açmadan önce, murisi olduğunu iddia ettiği Salih Oğlu Sefer'in 1926 yılında ve Soyadı Kanunu yürürlüğe girmeden vefat ettiği gerekçesiyle "soyadının" tapu kaydından silinmesini ilgili tapu müdürlüğünden talep ettiğini ancak talebinin reddolunduğunu beyan ettiği halde ilgili başvuru ve akıbetinin Mahkemece araştırılmamış olması hatalı olduğu, kabule göre de, ilk derece mahkemesince, nüfus kayıtları ve kolluk araştırması sonucuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dosyaya getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde; muris Salih oğlu Sefer'in 1926 yılında vefat ettiğinin yazılı olduğu görüldüğü, Soyadı Kanunu 25.06.1934 tarihinde yayınlanıp 6 ay sonra yürürlüğe girdiğine göre 1926 yılında vefat eden birinin soyadı alamayacağı, kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o...

                UYAP Entegrasyonu