(1)Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. (2) Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. (3) Affeden tarafın dava hakkı yoktur (TMK md.162). Pek kötü veya onur kırıcı davranış özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, bu davranışın “zulüm veya işkence boyutunda” eşe ızdırap veren ve onun sağlığını bozacak ağırlıkta olması gerekir ( Ömer Uğur Gençcan-Boşanma Hukuku Kitabı. Syf 194- 195). Onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi şarttır (Yargıtay 2. HD 08.07.2010 tarih, 2010/10334 E- 2010/13767 K.)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava zina, (TMK 161) ve hayata kast pek kötü onur kırıcı davranış nedeniyle ( TMK 162 ) boşanma olmadığı takdirde TMK'nun 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ve ferilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince kadının zinaya dayalı boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, erkek davanın kabulünü istinafa getirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece davacı erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Toplanan tüm deliller davacı erkeğin davasının hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı olduğu dikkate alınarak değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kendi davasında zina ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminat ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-birleşen davacı kadın dava dilekçesinde zina sebebi ile (TMK. md. 161) olmadığı takdirde pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. md.162) bu da olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK. md. 166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır....
Dava, münhasıran hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı olduğuna göre, delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi hatalı olsa da; bu husus temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. 2- Davalı kadının temyizine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) sebebine dayalı olarak açıldığına göre, mahkemece davalı kadının sadakatsizliğinin kusur olarak kabul edilmesinin, mümkün bulunmamasına göre, yerinde olmayan bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....
Temyiz Sebepleri Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; pek kötü veya onur kırıcı davranış ve zina hukuki sebebine dayalı olarak açmış olduğu davaların reddi ile maddî ve manevî tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kadının zina ve pek kötü onur kırıcı davranış nedenlerine dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci, 162 nci, 174 üncü, 175 inci ve176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
Dava,TMK'nun 162. m.sinde düzenlenen pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma ile TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
zamanlarda kadınlık onurunu ayaklar altına alan hakaretlerde bulunmaktan kaçınmadığını belirterek hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 500 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir....