Hükmün gerekçe kısmında önce; davacı-karşı davalı erkeğin hayata kast pek kötü onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı davasını ispatlamaya yarayacak delil sunulmadığı, bu iddiaların sübuta ermediği belirtilmiş, hemen devamında ise; her iki tarafın eşit oranda kusurlu bulundukları ve iki tarafın da davasının kabulüne karar verildiği belirtilmek sureti ile hükmün gerekçe kısmında ve gerekçe ile hüküm kısmında çelişkiye düşülmüştür. Hal böyle olunca, hükmün gerekçesi usul ve yasaya uygun olacak şekilde düzenlenmediği gibi, gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Noterliği’nden verilen, çek ciro etme, hesaptan nakit çekme gibi şirketle ilgili olarak çok geniş yetkiler tanıyan vekaletnamenin bulunduğu, sanığın kendisine yetki verildiğinden dolayı şirketi temsilen çek keşide ettiği, ekonomik sıkıntı nedeniyle borcu ödeyemediğini, ödemeden men talimatı verip vermediğini hatırlamadığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, ödemeden men talimatının kim tarafından verildiğinin çek hesabının bulunduğu bankadan sorulması ve şirket yetkilisinin belirlenmesi açısından Nur yapı Turz, Teks. Deri Gıda San. Ve Tic. Ltd....
Şti’ne satıldığını tespit ettikleri, bu suretle sanıkların birlikte hareket ederek katılanın şirketine ait hidrolik kaya kırıcı ve uçlarının zilyetliğini rızaya dayalı devir aldıktan sonra, zilyetliğin devri amacı dışında, katılanın tekrar rızasını almadan Aliağa ilçesi dışında başka bir iş sahası olan Manisa ilçesinde kullanarak üzerilerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia edilen olayda; 1)Sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; Sanıklar savunması, katılanlar beyanları, noter belgeleri, asliye ticaret mahkemesinde açılan dava bilgileri, faturalar ile dosya kapsamından, görülen davalar da dikkate alındığında iş makinesi ve bu makineye takılı olan kırıcı uçların satışı ve kullanılması konusundaki taraflar arasındaki anlaşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu ve sanığın kırıcı uçların katılan ...'...
görevlerini yerine getirmediğini, çalışmadığını ileri sürerek; tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılının Haziran ayının sonlarında bir tartışma yaşadığını, bu tartışma sırasında davacının müvekkilinin yüzünü tırmalayarak yaraladığını, müvekkilinin müşterek kızları Büşra ile birlikte önce eczaneye gittiğini, eczacının hastaneye ve bir tıp merkezine gitmesi gerektiğini söylemesi üzerine Bahçelievler'deki Uzmanlar Tıp Merkezi'ne giderek muayene olduğunu, yüzündeki yaraların iyileşmesinin bir ayı bulduğunu, bu olay üzerine davacının müşterek konutu terk ettiğini ve annesinin yanına yerleştiğini ve bu olaydan sonra tarafların müyşterek hanede bir araya gelmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, kusurlu olanın davacı taraf olduğunu, kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, davacının TMK'nın 162. maddesi gereğince hayata kast, pek kötü davranış, TMK'nın 162.maddesi gereğince onur kırıcı davranış, TMK 161 maddesi gereğince zina ya ilişkin iddiaların doğru olmadığını, genel boşanma sebepleri ile ilgili ileri sürdüğü...
GEREKÇE: Dava; hayata kast ve pek kötü ve onur kırıcı davranış ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davasına ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Boşanma ve kusur yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 22/09/1985 tarihinde evlenmiş oldukları, bu evliliklerinden müşterek reşit çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır....
davranış sebebine de dayanılmış ise de pek kötü davranış eşin vücut bütünlüğüne yönelen zulüm, işkence, ağır eziyet gibi halleri kapsadığı ve onur kırıcı davranış kavramı her türlü onur kırıcı davranışı değil ağır derecede onur kırıcı davranışı kapsadığı, kadının, dinlenen tanık beyanlarıyla bu talebi yönünden davasını ispat edemediği, düzenlenen sosyal inceleme raporu doğrultusunda ortak çocuğun menfaati gereği velâyetinin anneye bırakıldığı, tarafların ekonomik sosyal durumu ve ortak çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının benzer oluşu karşısında tarafların lehine ve aleyhine tedbir nafakasına hükmolunmadığı ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği belirtilerek, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, tarafların davalarının...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuksal nedeni ile talep uygun görülmediği takdirde (terdiden) evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedeni ile Boşanmalarına, Dava süresince müvekkilin için gelecek yıllarda artış oranı belirlenerek dava sonuçlanınca yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere 3.000,00 TL Tedbir Nafakasına, Koşulları oluşmakla müvekkil lehine 100.000 TL maddi, 150.000TL manevi olmak üzere tazmınata hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, velayet, tazminatların ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde münhasıran hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (mağdureler Melisa Nur ve Meryem Nur'a karşı) HÜKÜM : Beraat İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Duruşmada beyanlarının alındığı sırada on beş yaşından küçük olan mağdureler Meryem Nur ile Melisa Nur’un velayet hakkına sahip kanuni temsilcilerinin sanıktan şikayetçi olmadıklarının anlaşılması karşısında, adı geçen mağdurelere yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekillerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunmadığı anlaşıldığından, mağdureler vekillerinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....