Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden ilk derece mahkemesince davalı-davacı kadına yüklenilen "güven sarsıcı davranışta bulunması" şeklindeki kusurun gerçekleştiği, buna karşılık mahkemece her ne kadar davacı-davalı erkeğin kusurunun ispatlanamadığı belirtilmiş ise de davacı- davalı tanığı ortak çocuk Yusuf Yağcı ile diğer ortak çocuk davalı-davacı tanığı Elif Nur Yağcı'nın beyanlarından davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğunu öğrenmesi üzerine tepki sınırlarını aşar şekilde ancak tahrik altında davalı-davacı eşine tokat atmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı boşanma talebi incelendiğinde; pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının davası münhasıran onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmaya ilişkindir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK m.162) hertürlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. Toplanan delillere göre, mahkemece onur kırıcı davranış olarak kabul edilen maddi vakıaların bu nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış"başlıklı 162 nci maddesine göre" Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. ". Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK m.162) hertürlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir(Yargıtay 2.HD.nin 2016/8383 E-2017/14438 K.sayılı ,13.12.2017 tarihli kararı). Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece"......
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış"başlıklı 162 nci maddesine göre" Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. ". Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK m.162) hertürlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir(Yargıtay 2.HD.nin 2016/8383 E-2017/14438 K.sayılı ,13.12.2017 tarihli kararı). Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece"......
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/523 KARAR NO : 2023/546 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKDAĞMADENİ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2023 NUMARASI : 2022/15 ESAS, 2023/19 KARAR DAVA KONUSU : nur kırıcı davranış nedeniyle KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile evli olduklarını, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, evlendikten sonra davalının kök ailesi ile beraber yaşamaya başladıklarını, bütün taleplerine rağmen kendisine müstakil konu tahsis etmediğini, davalı eşinin devamlı kendisine şiddet uyguladığını ailesinin bu duruma sessiz kaldığını, davalı eşinin bundan bir buçuk yıl...
"Pek kötü davranış"; eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, aç bırakma, anormal cinsel ilişkiye zorlama gibi davranışlar pek kötü davranışa örnek olarak gösterilebilir. İşlenen fiilin devamlılık arzetmesi zorunlu olmamakla birlikte pek kötü davranış eyleminin zülüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir (Gençcan, s.184). Eski Medeni Kanunu'nda yer almayan ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen "onur kırıcı davranış" ise , eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır (Dural/Öğüz/Gümüş: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.111). Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162) bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebide oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davalı erkeğin ''eşine kötü, saygısız davrandığı, onu aşağıladığı, hakaret ettiği, eşine ve çocuğuna şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, sadakatsiz davrandığı, gelirini ailesinden gizlediği ve ortak konutu terk ettiği'' gerekçesiyle tarafların pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebepleriyle boşanmalarına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir....
Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açılmasına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) kararı verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Dairemin yerleşik uygulamasına göre deliller “açılan dava çerçevesinde” değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse; “....Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açılmıştır. Delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekmektedir....
Tüm bu açıklamalar karşısında davalı erkeğin gerekçeye ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, 1 nolu bendindeki "162 ve " kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, davacı kadının pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma isteminin reddine, davalı erkeğin sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)1- Davalı erkeğin gerekçeye ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. Md.162) boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, ANKARA 12....