"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması sebebi ile hediyelerin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.06.2018 günü oybirliğiyle karar verildi....
Nun 121. maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır. Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir....
Medeni Kanunun 123. maddesi gereğince; “Nişanın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.'' Somut olayda; mahkemece ifadelerine başvurulan davalı tanıkları, 2013 yılının Mart ayının ilk haftası nişanın bozulduğunu beyan etmişler, özellikle davalı tanığı ... beyanında; "bu tarihten bir ay sonra da bizden eşyaları ve bilezikleri istediler" beyanında bulunmuştur. Davacı tanığı ... ise beyanında; 23 Nisan 2013 tarihinde nişanın bozulduğunu belirtmiştir. Bu duruma göre; davacı ... tarafından davalıya gönderilen ... Noterliğinin 12/06/2013 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde "Nişan hediyelerini iade edeceğinizi söylemenizden bu yana 2 aylık bir zaman geçmesine rağmen nişan hediyelerini halen iade etmediniz" şeklinde bir beyanı ile davacı tanığının bildirdiği tarihin yaklaşık olarak örtüştüğü ve davalının cevap dilekçesinde nişanın bozulduğu tarihi bildirmediği de gözetilerek davanın süresinde açıldığı kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; dava dışı oğlu ...'...
14 ayar 7,27 gr ağırlığındadır ), 1 adet altın Beştaş yüzük ( 3,15 gr ağırlığında), 1 adet altın alyans ( 3,88 gr ağırlığında), 2 adet altın küpe ( 4,04 gr toplam ağırlığında), 1 adet altın baget yüzük ( 3 gr ağırlığında ), 1 adet DC Kayek marka saat, 1 adet altın künye ( 8 gr ağırlığında ), Redmi Note 8 marka cep telefonu (1.680,00 TL değerinde) verdiğini, taraflar arasında bir takım sebeplerle nişanın davalı yanca senden tiksiniyorum denilerek 12/12/2020 tarihinde bozulduğunu, müvekkilinin aldığı kıyafet gibi sair mutat hediyelerin davalıca yakıldığını ve videosunun müvekkiline gönderildiğini, bu süreden sonra bir daha bir araya gelemediklerini, nişanın bozulmasına rağmen davalının müvekkiline vermiş olduğu mutat dışı hediyeleri iade etmediğini, dava konusu hediyelerin müvekkilinin ekonomik ve sosyal konumu itibariyle alışılmışın dışında hediyeler olduğunu, söz konusu hediyelerin düğün olacağı inancı ile davalıya teslim edildiğini, nişanın bozulması ile de defaten hediyeler istenmişse...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl ve karşı dava; nişanın bozulması sebebiyle maddi (TMK 120 ) ve manevi tazminat (TMK 121) ile nişan hediyelerinin geri verilmesi (TMK 122) isteklerine ilişkindir. Karşı davada verilen hükmün vekalet ücretine ilişkin 5 nolu bendi dışındaki diğer bentleri istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmiştir. 1- Anayasanın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK.nun 123. maddesinde "Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" denilmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli ve 2019/320 Esas, 2021/80 Karar sayılı kararı ile, davacılar vekili her ne kadar davacı ... ile davalı arasındaki nişanın haksız yere bozulduğunu iddia etmiş ise de dinlenen davacı tanıklarının davalının veya davalının ailesinin nişanın bozulmasına yönelik haksız hareketlerinden bahsetmedikleri, davacıların dava dilekçesinde iddia ettiği hususları ispatlayamadığı, buna karşılık dinlenilen davalı tanıklarının beyanlarında ise davacı ...'nin sürekli olarak davalıyı arayarak istediklerini yaptırmaya çalıştığını, davacının kıskanç bir insan olduğunu beyan ettikleri, davacı ...'nin davalının annesine hakaret ettiğinin davalı tanığına diğer davacı tarafından beyan edilmesi hususu da bir bütün olarak değerlendirildiğinde nişanın bozulmasında davalı erkeğe atfedilecek bir kusurun olmadığı, davacı ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; nişanın bozulması nedeniyle davalıya verilen ziynet eşyalarının iadesi ve manevi tazminat talebine, karşı dava; nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....
Mahkemece, nişanın bozulması evlenmenin gerçekleşmemesi nedeniyle 9.750.000.000 Tl. eev bedeli, 2500.000.000 Tl. tadilat bedeli toplamı 12.250.000.000 Tl.nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, gayri meşru birleşme sırasında davacı tarafından davalıya yapılan para yardımı ile alınan mesken tapusunun iptali ile davacı adına tescili olmadığı takdirde davalının sebepsiz zenginleştiği 17.000.000.000 Tl.bedelin tahsili isteminden ibarettir. Davacı ile davalının bir araya gelerek iki sene karı koca gibi yaşadıkları, daha sonra geçinemeyerek ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Tarafların iki sene nikahsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği 9.750.000.000 Tl.nın ve yaptığı harcamaların meşru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiş bir paradan ibaret olduğunu kabul zarureti vardır....