Mahkemece, uyuşmazlığın TMK'nın 121. maddesine dayalı nişanın bozulması nedenine dayalı olduğu belirtilerek, davanın esası hakkında karar verilmiştir. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle davalı ...'e verilen hediyelerin iadesi ile kişilik haklarının zedelendiğinden bahisle manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de; tarafların nişandan önce ve sonra gayri resmi şekilde bir araya geldikleri anlaşılmakla taraflar arasındaki ilişkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 03.06.2009 tarih, 2009/3-174 E., 2009/235 K. sayılı ilamında; "…davacı ile davalı nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi şekilde bir araya gelmişler ve uzun süre birlikte yaşamışlardır. Bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir....
Dava, davalı tarafından nişanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan harcamalar karşılığı maddi tazminat ve bu nedenle duyulan üzüntü karşılığında da manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bu noktada, haksız eylem niteliğindeki kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK' nun 16. maddesinde; haksız fiilden kaynaklanan davaların, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer yada zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği öngörülmüştür....
Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 120 nci maddesi gereğince maddî tazminat istenebilmesi için nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olması ya da nişanın taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olması gerektiği, somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddî zarara uğradığını iddia ederek maddî tazminat isteminde bulunmuş, Mahkemece davacının maddî tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edemediği, Mahkemece; davacının maddî tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 121 inci maddesi gereğince sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olmasının manevî tazminata hükmedilmesi için yeterli olmadığı...
GEREKÇE : Asıl davanın konusu; nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi, birleşen davanın konusu; nişanın bozulması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, düğüne 2 gün kala ortadan kaybolan, daha sonra yapılan araştırma ile evli olduğu öğrenildiği iddia edilen davalıdan, nişanın kusuruyla bozulması nedeniyle 1.000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminat talep edilmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın tanıştıklarından beri davalının evli olduğunu bildiğini, evli birisinin yaptığı nişanın geçersiz olacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Somut olayda; Nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iade edilmediği sabit olup mahkemenin delillerin toplanması, kabulü ve gerekçesi isabetlidir. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nişanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin iadesi istemine ilişkin olduğu, bu nedenle Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında nişan yapıldığı, nişanlılık bir süre devam ettikten sonra tarafların düğün yaparak gayri resmi şekilde birlikte yaşamaya başladıkları, ileride evlenecekleri düşüncesiyle ... Şirketi ile 15.03.2010 tarihinde yaptıkları sözleşme ile satın almış oldukları dairenin ½ hissesinin davalı adına kaydedildiği taraflar arasındaki bu birlikteliğin bozulması nedeniyle davacının, satın alınan dairenin davalı adına olan ½ hissesinin iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı ile davalı nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi olarak bir araya gelmişler ve uzun süre birlikte yaşamışlardır....
Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir paranın ödenmesini isteyebilir.( TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, talepte bulunanın kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğramış olma manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınamaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi mümkün olmadığında bedeli olarak 26.000,00 TL'nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 08/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle, nişan hediyelerinin aynen iadesi veya bedellerinin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 285.00.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.4.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....