Davalı-k.davacı kadına vekili istinaf dilekçesi ile; erkeğin hakaret ve darbı sonucunda nişanını bozulduğunu, kusur tespiti yapılmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, kadının nişanın bozulması ile işinden olduğunu, nişan aşamasında yaptığı masraflar olduğunu, manevi olarak üzüldüğünü maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca sadece bileklik ve pırlanta yüzüğün nişandan önce sevgililik aşamasında alındığını ayrıca kadın tarafından iade edildiğini, kabul kararının yerinde olmadığını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava; nişanın bozulması nedeniyle TMK 122. maddesi gereğince hediyelerin geri verilmesi, karşı dava ise nişanın bozulması sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davada, nişanın davalı tarafından haksız yere bozulması nedeniyle 2850,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin tahsili, ayrıca 2 424,00 TL değerindeki cep telefonu, MP3 çalar ve kıyafetlerin değerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili ile nişanlılık döneminde davalı ile ortak hesap açılarak kullanması amacıyla 11 105,00 TL para gönderildiği ileri sürülerek bu paranın tahsili ile yine nişanın bozulmasında kusurlu davalıdan duyduğu elem ve üzüntüsüne karşılık 10 000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir. Davalı, öğrenci olduğunu ve maddi durumuna güvenen davacının her türlü kararı tek başına aldığı gibi nişanı da tek taraflı sona erdirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Bu itibarla, mahkemece; kolye, küpe ve bileklikten oluşan habbiye setin davacı – karşı davalıya iade edildiğinin kabulü ile bu takılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulü doğru görülmemiş, bu husus da hükmün bozulmasını gerektirmiştir. 2- Davacı -karşı davalı lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden; Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/12/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin 13/05/2019 tarihli bozma ilamında; “Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesince istemin, nişanın bozulması kapsamında olmadığı, haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, davacı dava konusu olayların yaşandığı sırada reşit olup nikahsız birlikteliğin anlam ve sonuçlarını bilebilecek bir durumdadır....
Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; nişanın davalı tarafından sebepsiz yere mesaj atarak bozulduğu, davacı ...'nın kusursuz olup çektiği üzüntü göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ile olayın özellikleri bir arada değerlendirildiğinde, davalının mesaj atarak nişanı bozması, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmez....
DAVALI CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki sebebinin nişanın bozulması mı yoksa kişilik haklarına saldırımı olduğunun anlaşılamadığını, nişanın bozulması nedeniyle maddi manevi tazminat davası TMK 123 uyarınca zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Asıl ve birleşen davada, nişan için verilen hediyelerin aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi ile nişan töreni için yapılan giderler için 500 TL maddi tazminatın ve nişanın haksız olarak bozulması nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, 20.02.2012 tarihli dilekçe ile de nişan hediyelerinin bedelinin iadesi ve maddi tazminat talepleri ıslah edilerek artırılmıştır.Mahkemece; asıl ve birleşen davalardaki nişan hediyelerinin aynen iadesi talebinin kısmen kabulüne, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde nişanın bozulmasına ilişkin hiç bir kusura değinilmediğini, hediyelerin verilme anının belirtilmediğini, talep edilen alacaklar yönünden eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, tarafların davacının ortağı ve yetkilisi olduğu şirkette işe başlaması sonucu tanıştıklarını,tarafların 2020 yılı eylül ayında nişanlandıklarını, nişanlılık dönemi içerisinde davacının evlilik birliği için herhangi bir adım atmaması üzerine nişanın sonlandırıldığını, davacının müvekkili 3 yıla kadar yakın tanıması ve 1 yıl nişanlı olmalarına rağmen evlilik yolunda somut hiç bir adım atmadığını, davacının sürekli oyalaması nedeniyle müvekkilin nişanı sona erdirdiğini, müvekkilin nişanlılık öncesi ve nişanlılık döneminde davacıya 19.000 TL para gönderdiğini, nişanın bozulması nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafından manevi tazminat talep edebileceğini, söz konusu olayda nişanın tek taraflı bozulmasıyla üzülmüş olan nişanlının manevi tazminat...
Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir paranın ödenmesini isteyebilir.( TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, talepte bulunanın kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğramış olma manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınamaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir....
Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır. Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir....