AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2014 NUMARASI : 2012/671-2014/111 Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının 30.04.2011 tarihinde nişanlandıklarını, ancak davalının nişandan sonra müvekkilinin aramalarına cevap vermediğini, sonrasında davalının babasının müvekkilini arayarak nişanın bozulduğunu bildirdiğini, müvekkilinin nişanın bozulmasından dolayı derin bir üzüntü ve utanç duygusu içerisine girdiğini ileri sürerek; nişan için verilen hediyeler karşılığında şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile nişanın haksız olarak bozulması nedeniyle 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş,...
Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Somut olayda; davacı, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarara uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece tarafların nişan nedeni ile birbirlerine hediyeler verdikleri ,nişanın bozulmasından sonra karşılıklı olarak hediyeleri iade ettikleri gerekçesi ile davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre davacı tarafın, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğu hususunu ispat edemediği gerekçesi ile maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
Ayrıca, TMK madde 121 gereğince: "nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Dosya içeriğine göre, 10 gün süren nişanın davacının davalıya hakaret ve küfür içerir mesaj yazması nedeniyle bozulduğu kabul edilmesine göre, tarafların ekonomik ve sosyal durumu zabıta kanalıyla araştırılmadan, tarafların aile nüfus kayıt tablosu getirtilmeden, kaldı ki nişanın bozulmasından sonra davacının evlenmesinin yasanın aradığı anlamda nişanın bozulmasına esas ve nişanlı kız için tazminatı gerektirir kusur kabul edilemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile davalı ... lehine 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve miktarın TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun kabul edilemeyecek oranda fazla olması da usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Mahkemece; nişanın bozulmasında, davacının somut bir kusurunun bulunmadığı; davalının, nişan yüzüğünü annesi aracılığıyla davacının annesine teslim ettiği, bu durumu, telefonla davacıya bildirdiği, davalının nişanın bozulmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 3000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının (birleşen davacı) tüm davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK madde 121 gereğince; "nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Salt nişanın bozulması manevi tazminatı gerektirmez. Somut olayda, dosya içeriğine göre, nişanın davacının davalıya hakaret ve küfür etmesi nedeniyle bozulduğu anlaşılmaktadır....
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalının salt nişanın bozulmasına sebebiyet vermesi nedeniyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı - davalı erkek tarafından istinaf edilen, asıl davada reddedilen nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat davasının (1.000 TL) dava değerinin ve birleşen davada nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat davasının kabul edilen (3.000 TL) miktarının, ayrı ayrı 3.560 TL sınırı altında olduğundan, karar tarihi itibariyle davacı - davalı tarafın istinaf ettiği asıl davada nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat ve birleşen davada nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat taleplerinin kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından HMK'nın 341/2. maddesi gereğince, davacı - davalının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, aynı Kanun'un 352. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olan bu kararlara ilişkin davacı - davalının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
nişanın bozulmasında ağır kusurlu olduğundan manevi tazminat talebinin reddine; birleşen dava yönünden, köyün sosyal,kültürel ve ekonomik yapısı, örf ve adet gereğince nişanın erkek tarafından bozulması nedeniyle ... ’nın içine kapandığı, hüzünlendiği, toplum içine bir müddet çıkamadığı, ağladığı, moralinin bozulduğu bunda davalı ...’in kusurlu olduğu gerekçesi ile 3000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı (birleşen davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1-Asıl dava yönünden; Kural olarak, TMK'nun 122 nci maddesine göre nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemine dair davalarda kusur aranmaz. Mutad dışı hediyeler ise aynen iade edilir....
Davalı (karşılık davacı) vekili dilekçesinde, tarafların nişanlandıklarını, ancak takılar nedeni ile anlaşmazlık çıktığını, müvekkilinin anne ve babasının davacı tarafça dövüldüğünü, nişanın davacı tarafça haksız olarak bozulduğu belirtilerek davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminat ve müvekkili tarafından nişan için yaptığı masraflar nedeniyle 8.750,12 TL maddi tazminatın davacı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ./.. Mahkemece, davacı (karşı davalı) tarafça nişanın bozulması nedeni ile manevi tazminat talepli açılan davasının reddine, davalı (karşı davacının) nişanın bozulması nedeni ile açtığı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 2000,00 TL maddi, 2000,00 TL manevi tazminatın davacı (karşı davalıdan) alınarak davalı (karşı davacıya) verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm asıl ve birleşen davacı (karşılık davalı) Z.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu hali ile tek başına nişanın bozulması olgusu, manevi tazminata yol açan haksız fiilin eylemi kabul edilmeyecektir. Ayrıca, nişanın bozulması ile oluşan doğal üzüntü ve menfaat ihlalinin tazminat bakımından yeterli görülmesi halinde tazminat yaptırımı tarafları evlenme akdi yapmaya yönelteceğinden, bu durum kişilerin evlenme sözleşmesine ilişkin irade serbestisini ortadan kaldırma sonucunu doğuracaktır. Bu bakımından manevi tamzinat giderimi yerine kişinin evlenme akdine yönelik irade özgürlüğüne değer atfetmek muhakkak ki daha doğru olacaktır....