Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının bir kısım maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince; tarafların düğünden sonra yaklaşık bir hafta aynı evi paylaştıkları, taraflar arasında resmî geçerliliği olan bir evlilik bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise; taraflar arsındaki uyuşmazlığın nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklandığı ve TMK'nın 120 ve 121. maddelerinde düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hediyelerin İadesi-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişan bozma nedeniyle hediyelerin geri alınması ve tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarihli 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanununda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

      Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; Davacı-davalı erkek vekilinin, 10/11/2014 tarihli dilekçesindeki beyanlarının nişan hediyelerinin geri verilmesi davasından feragat niteliğinde kabul edilmeyeceği, ancak 22/04/2015 tarihli tahkikat duruşmasındaki beyanlarının ise davadan feragat niteliğinde olduğu, dolayısıyla davacı-davalı tarafın nişan hediyelerinin geri verilmesi davasından, 02/02/2015 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra, 22/04/2015 tarihinde feragat ettiği anlaşılmaktadır. Davacı-davalı tarafın TMK’nın 120.maddesi kapsamındaki nişan bozulması sebebiyle maddi tazminat ve TMK’nın 121.maddesi kapsamında nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat davaları yönünden davanın açılmamış sayılmasına kararının da, ilk derece mahkemesince yine 02/02/2015 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra verildiği anlaşılmaktadır....

      MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ... bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 26/102014 gününde ...landıklarını, davalının ...ı bozduğunu, ... sırasında davalıya taktığı her biri 20 şer gr. ağırlığında olan 4 tane...i geri vermediklerini belirterek m...cut ise aynen değil ise bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; duruşma sırasında dava edilen ...lerin ... sırasında kendisine hediye olarak takıldığını, ancak abisi ... alacağı için ...leri bozdurup ona verdiğini, şimdilik geri ödeme güçlüklerinin bulunduğunu, eli rahatlayınca ...lerin parasını ödeyeceğini beyan etmiştir....

        Nişanın bozulması nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat davalarının da aile hukukuna ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davaya Aile Mahkemesinde bakılması gerektiği gözetilerek, öncelikle ayrı Aile Mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi, yoksa davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın haksız yere bozulması nedeniyle 4000,00 TL maddi 15000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın maddi tazminat istemi yönünden reddine; manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı- karşı davalıar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı müvekkili Muhammed'in 21/04/2018 tarihinde yapılan törenle nişanlandıklarını, davalı tarafın nişanı haklı bir sebep olmaksızın bozduğunu, müvekkilinin ve ailesinin evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında davalının maddi tazminat vermesinin gerektiğini, müvekkili ve ailesinin nişanlılık süreci boyunca düğün yapılacağı inancıyla Amasya Suluova'ya gidip gelmek zorunda kaldıklarını, bu şekilde müvekkili Muhammed'in 3 defa ailesi ile beraber ve 3 defa da tek başına davalının yanına gidip geldiğini, müvekkilinin bu süreçte düğünün yapılacağı inancıyla beyaz eşya satın aldığını, söz konusu beyaz eşyalar için 5.700,00 TL kredi kartıyla ve bir miktar da başka yolla ödeme yapıldığını, söz konusu beyaz eşyaların davalı...

            Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiş olup, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğundan, bu hususa yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 121. maddesi; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....

            Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan ile sanığın olay öncesi nişanlı olup, nişanın bozulması üzerine sanığın kendisinde kalan katılana ait fotoğrafları fotokopi olarak çoğaltarak katılanın babasının çalıştığı işletmenin hem ilan panosuna asıp hemde ilçe sokaklarına dağıtması şeklindeki olay nedeniyle yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, tayin olunan cezanın ertelenmesi gerektiği, tekerrüre esas alınmayan sabıkanın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken esas alındığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA, 12/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 120 nci maddesi gereğince maddî tazminat istenebilmesi için nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olması ya da nişanın taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olması gerektiği, somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddî zarara uğradığını iddia ederek maddî tazminat isteminde bulunmuş, Mahkemece davacının maddî tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edemediği, Mahkemece; davacının maddî tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 121 inci maddesi gereğince sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olmasının manevî tazminata hükmedilmesi için yeterli olmadığı...

                UYAP Entegrasyonu