O halde mahkemece yapılacak iş davacı-davalı erkeğin davası yönünden, delillerin nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150/3) evliliğin iptali davası yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında ise, erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek, boşanma davasının tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Evlenmenin İptali ve Boşanma, KARAR : BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 31/01/2018 KARAR TARİHİ : 10/03/2020 İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ : 09/03/2023 Taraflar arasındaki nispi butlan nedeniyle evliliğin iptali olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla; dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü; ASIL DAVADA İDDİA Davacı/davalı erkek vekili 24/01/2018 tarihli dava dilekçesinde öz olarak; Fas vatandaşı olan Nadia ile dava açılmadan 3 ay önce tanıştıklarını, 20/01/2018 tarihinde evlendiklerini, nikahtan yaklaşık 15 gün önce Nadia' nın evine gelerek birlikte olmak istediğini beyan ettiğini, nikahtan sonra ise kendisine karşı ilgi ve davranışının değiştiğini, zifaf gecesi başka bir odada uyuduğunu...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından açılan boşanma ve evliliğin iptali davası ile davalı tarafından açılan birleşen boşanma davasında, davalardan biri hakkında taraflardan birinin temyizi , o tarafın temyiz etmediği dava yönünden; diğer tarafa katılma yoluyla (HUMK. md. 433/2) temyiz hakkı vermez. Hükmü, davacı-davalı erkek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri, nafaka ve görevsizlik kararı yönünden temyiz etmiştir. Davalı-davacı kadın ise katılma yoluyla evliliğin iptali davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir. Evliliğin iptali davasına yönelik bir temyiz bulunmadığına göre, bu dava katılma yoluyla da temyize getirilemez....
Maddedeki şartların gerçekleştiği" gerekçesiyle TMK'nın 151. maddesi uyarınca nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline karar verilmiş ise de; toplanan delillerden davacı ve davalının evlenmeden önce de arkadaş oldukları, kadının gerek resmi nikah hazırlıkları, gerekse sonrasında şikayet imkanı olmasına rağmen böyle bir girişimde bulunmadığı, eşlerin birlikte Çanakkkale iline giderek davacı kadının Üniversiteye kaydını yaptırdıkları, kadının korku ve baskı altında evlendiğine ilişkin tanık ifadelerinin davacı kadından duyuma dayalı beyanlar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, TMK'nın 151. maddesi uyarınca "kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edildiğini" ispat edememiştir. O halde davacı kadının TMK'nın 151. Maddesi uyarınca evliliğin nispi butlan sebebiyle iptali davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Mahkemece davacı- davalı kadının boşanma davası reddedilmiş, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin evliliğin iptali talebi hakkında ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Somut olayda mahkemece yapılacak iş, davalı-davacı erkeğin davasında delillerin öncelikle nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150) evliliğin iptali talebi yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi; erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, davacı-davalı kadın ve davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davaları bakımından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek ve boşanma davaları tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu kararın davalı-davacı kadın tarafından istinafı üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturacağından davalı-davacı kadının boşanmaya ilişkin birleşen davasına yönelik istinaf talebinin eldeki dosyadan tefrikine, buna ilişkin istinaf talebinin tefrik edilen dosya kapsamında incelenmesine karar verilmiş, davacı erkeğin evliliğin mutlak butlanla iptali davasının kabulüne yönelik kadının istinaf talebinin esastan reddine,yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, bu karar davacı erkek tarafından yoksulluk nafakasına yönelik temyiz edilmiştir. Davalı-davacı kadın birleşen boşanma davasında yoksulluk nafakası talep etmiştir. Erkeğin evliliği iptali davasında dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması ve sonrasında da davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin bir talebi bulunmamaktadır....
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Davacı-birleşen dosya davalısı açtığı asıl davasında evliliğin nispi butlan nedeni ile iptalinin (TMK.nun 148- 151. Mad.leri), bu talebin kabul görmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi asıl dava yönünden davanın reddine karar vermiştir. Dosya kapsamı ve ilamın gerekçe kısımının irdelendiğinde yerel mahkemece davacı- birleşen dosya davalısının yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin değerlendirildiği, nispi butlan nedenine dayalı evliliğin iptali talebinin değerlendirilmemiş olduğu belirlenmiştir....
Davalı kadın vekili, cevap dilekçesinde; mutlak butlan nedeniyle iptal davası ile akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davasının reddine, davalı yararına aylık 800,00- TL ve müşterek çocuk yararına aylık 400,00- TL tedbir nafakasına, mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde bu nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali ve akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; kararın tümüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; akıl hastalığı (TMK md. 165) nedeniyle boşanma davası ve mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasına ilişkindir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılma (TMK m.149/2) ve davacı eş veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalığın kendisinden gizlenmesi (TMK m. 150/2) gereğince nispi butlan sebebiyle evliliğin iptali bunun mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK m.166/1) isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalı kadında, nispi butlan sebebi ile evliliğin iptalini gerektirecek bir hastalığın bulunmadığı ve evlilik birliğinin davalı kadının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığının ispat edilemediği gerekçesi ile dava reddedilmiştir....
Bu bağlamda mutlak butlan davasını her ilgili ve savcı açabilir. Nisbi butlan sebepleri ise sadece tarafları ilgilendirdiğinden nisbi butlan davasını sadece ilgili eş ve yasal temsilcinin rızasının arandığı durumlarda yasal temsilci açabilir. Diğer taraftan mutlak butlan davası her zaman açılabilir; dava açma süreyle sınırlı değildir. Nisbi butlan davasının açılması ise 4721 sayılı TMK'nın 152 maddesinde altı aylık ve beş yıllık hak düşürücü sürelere bağlanmıştır. Buna göre hak düşürücü süre içinde dava açılmaması halinde nisbi butlanla sakat olan bir evlenme iptal edilemez, yani geçerli hale gelir. Dava; TMK m.149/2 veTMK m. 150/2 maddeleri gereğince nispi butlan sebebiyle evliliğin iptali istemine ilişkin olup, davacı vekilince davanın akıl hastalığına dayanmadığı hususu gerek istinaf aşamasında gerekse, yargılama aşamasında da özellikle dile getirilmiştir....